Esas No: 2019/923
Karar No: 2021/1891
Karar Tarihi: 05.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/923 Esas 2021/1891 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/923 Esas
KARAR NO: 2021/1891
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2018
NUMARASI: 2015/601 2018/938
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı ...'in müvekkiline taahhüt ettiği zeytinleri teslim etmediğini ve satış sözleşmesinde bulunan beş adet çeki de iade etmediğini, bunun 30/11/2013 tarihli satış sözleşmesi ve zeytinlerin teslimine ilişkin 09/01/2013 tarihli tutanak ve ticari defterler ile de sabit olduğunu, lehdar tarafından davalıya temlik edilen 10/01/2013 keşide tarihi ve 19.000 TL'lik ve 15/02/2013 keşide tarihli 21.000 TL'lik çeklerin davalı tarafından icraya konulduğunu, davalı icra takibinin TTK hükümlerine ve TBK'nın iyi niyet kurallarına uymadığını, davalının takibe koyma yetkisinin bulunmadığını, İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün ... E.sayılı dosyasında 20.000 TL'lik borçlu olmadıklarının ve davalı şirketinin çeki takibe yetki olmadığının tespiti ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ile dava dışı ... arasında ön ödemeli mal alımı anlaşması gereğince davacının çekin bedelini ödeyeceğini ve sonra malların teslimini bekleyeceğini, daha sonra davacı şirketle malın teslim alınıp alınmadığı konusunda telefonla görüşme yapıldığını ve malın teslim alındığı hususunda davacı şirketten sözlü teyit alındığı, dolayısı ile davacının bu konularda müvekkili şirkete yöneltebileceği yasaya uygun bir talebinin olmadığını, müvekkili şirketin işleminin yönetmelik ve BDDK tebliğleri gereği yerine getirdiğini, müvekkil şirketle akdedilen 15/12/2011 tarihli faktoring sözleşmesine istinade ... ile 11/09/2012 tarihinde dava konusu çekle ilgili faktoring işleminin yapıldığını, ... tarafından davacı adına düzenlenen fatura asılları ile işlem yapıldığını, bunun üzerine dava konusu her iki çekin teslim alındığını, çeklerin teslim tarihinin üzerinde yazılı olan tarihten sonrasına tekabül ettiğinden dolayı çeklerin bedelsiz kaldığının iddia edilemeyeceğini, takibe konu asıl borcun 40.000,00 TL olmasına rağmen davacının 20.000,00 TL'lik kısmından sorumlu olmadıklarının tespitini istediklerini, eğerki davacı kötüniyetli değilse ağır kusurlu bir davranışta bulunduğunun ortada olduğunu, davanın müvekkil yönünden haksız davanın reddi, mahkeme aksi kanaatte olursa davacının borçlu olmadığına dair tespit değeri dikkate alınarak kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmesini, beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 19.12.2018 tarih ve 2015/601 Esas - 2018/938 Karar sayılı kararıyla; "...davalı ile dava dışı lehtar ... arasındaki ilişkinin temlik ilişkisi olduğu ve davacının temlik eden ...'e karşı sahip olduğu bütün defi ve itirazları davalı şirkete karşı ileri sürebileceği, davacı ile dava dışı ... arasındaki satış sözleşmesine konu malların teslim edilmediğinin dosya kapsamındaki belge ve deliller ile sabit olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, ayrıca davalı şirketin kötüniyeti ispat edilemediğinden tazminat talebinin reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Davaya konu çeklerin faktoring mevzuatına uygun olarak dava dışı ...'den temlik alındığını, temlikten önce davacı şirket yetkililerinden sözlü olarak malların teslim edildiğinin teyit edildiğini, Bilirkişi raporunda malın teslimine ilişkin değerlendirmeler yapılmasına rağmen, mahkemece bu hususlar irdelenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, Davacının 'malın teslim edilmediği' iddiaları doğru olsa bile, bu iddiaların kendilerine yöneltilemeyeceğini, çünkü iyiniyetli üçüncü kişi durumunda olduklarını, Defilerin kendilerine karşı ileri sürülebilmesi için davacının 'kötüniyeti hamil' ve 'bilerek borçlunun zararına hareket' edildiği hususlarını ispat etmesi gerektiğini, dosyaya bu yönde bir delilin sunulmadığını," beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi S.M.M.M. ...'ın 19/01/2018 tarihli raporu; taraflar arasında bir sözleşmenin var olmadığı, davalının 2012 yılı yasal defterlerinin lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davalıya ait yasal defter kayıtlarına göre dava dışı alınan ...'den ... Bankası 10/01/2012 keşide tarihli ... nolu 19.000 TL çek ile ... Bankası 15/02/2013 keşide tarihli ... nolu 21.000 TL tutarlı çek ve ... Bankası 23/02/201 keşide tarihli ... nolu 12.500 TL tutarlı üç adet çekin alacak bildirim formu, çek/senet tevdii bordrosu ile 11/09/2012 tarihinde teslim alındığını ve altlarında ..., ... kaşesinin ve imzasının varolduğu, 52.500 TL olarak kayıt edilen çeklerin 11/09/2012 tarihinde 60306 nolu yevmiye maddesiyle 40.000 TL kadarının davanın konusuyla ilgili olduğu, kalan 12.500 TL'nin ise dava konusu ile ilgisinin olmadığı, 11/09/201 tarih ve ... yevmiye no ile 6.950 TL olarak hesaplanan çekin tüm masraflarından sonra bedelinin 45.550 TL'sinin dava dışı ...'e, ödeme kayıtının ise 11/09/2012 tarih ve ... nolu yevmiye maddesiyle yasal defterlere işlenmiş olduğu, dolayısıyla davalı şirketin yasal olarak düşen tüm işlemlerini yaptığı, ancak dava dışı ... tarafından davacı adına düzenlenen 15/08/2012 tarih ve ... numaralı irsaliyeli faturada teslim edilen kısımın çok net olmadığı, ama bir imzanın var olduğu, davalının faktoring işleminde kullandığı 15/08/2012 tarih ve 005236 numaralı irsayeli faturada belirtilen malların davalı şirkete teslim edildiğiyle ilgili teyit ekranında yazılı olan bilgilerin sayın mahkemenin takdirine ait olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, icra takibine konu edilen çeklerin keşidecisi olduğunu, verilen çekler karşılığı malların dava dışı lehdar tarafından kendilerine teslim edilmediğini, lehdara karşı açılan menfi tespit davasının kabul ile sonuçlandığını, çeklerin lehdar tarafından içeriği teslim edilmemiş faturaya dayalı olarak davalı ... firmasına temlik edilmesinin usule aykırı olduğunu beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise çekin faktoring hukukuna uygun olarak ciro yoluyla temlik alındığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından; "...davalı ile dava dışı lehtar ... arasındaki ilişkinin temlik ilişkisi olduğu ve davacının temlik eden ...'e karşı sahip olduğu bütün defi ve itirazları davalı şirkete karşı ileri sürebileceği, davacı ile dava dışı ... arasındaki satış sözleşmesine konu malların teslim edilmediğinin dosya kapsamındaki belge ve deliller ile sabit olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne" karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının davaya konu çeklerin keşidecisi olduğu, davacının çeki aralarındaki ticari ilişki kapsamında dava dışı lehtar ...'e verdiği, ancak lehtarın çek karşılığı mal teslimini yapmadığı, bu hususun Akhisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24/05/2013 tarih ve 2013/17 Esas - 2013/299 Karar sayılı ilamı ile sabit olduğu, belirtilen mahkeme kararının 27/06/2013 tarihinde kesinleştiği, lehtarın davaya konu çekleri faktoring ilişkisi kapsamında dosyamızın davalısı faktoring şirketine ciro ve temlik ettiği, bu durumda çek keşidecisi olan davacı ile lehtar arasındaki defilerin faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği, çek karşılığı ürünlerin davacıya teslim edilmemesi nedeniyle çekin bedelsizliği durumunun yukarıda belirtilen mahkeme kararı ile sabit olması karşısında davacının davaya konu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yerinde olduğundan, davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.732,40 TL harçtan, peşin alınan 683,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,15 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/11/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.