11. Hukuk Dairesi 2018/2286 E. , 2019/3953 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/04/2017 tarih ve 2016/215 E. - 2017/172 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 22/02/2018 tarih ve 2017/1341-2018/184 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; "Genişletilebilir, kendini indirip kaldırabilir konteyner" isimli faydalı modelinin, müvekkilinin fabrikasında geliştirildiğini ve 2013/00353 sayılı endüstriyel tasarım belgesi ve 2013/01300 sayılı faydalı model belgesinin alındığını, dava dışı Yalçın Altun’un dava konusu konteynelerin üretim ve çalışanların kontrol edilmesi görevi ile müvekkiline ait fabrikada müdür olarak çalıştığını ve işe gelmemesi nedeniyle işten çıkarıldıktan sonra davalı şirkette çalışmaya başladığını, davacı tarafından geliştirilmiş ürün ile ilgili bilgi ve belgeleri davalı şirkete sunduğunu, davalı şirketin müvekkilinin ürettiği konteynerleri üreterek aynı sektörde pazarlamaya başladığı duyumu üzerine ihtarname gönderildiğini, cevap olarak üretimlerinin olmadığının söylendiğini, müvekkilince Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/6 D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını ve dava dışı İmece Prefabrik isimli başka bir şirket bahçesinde, üzerinde "TNR Prefabrik" ibaresi bulunan konteynerin, müvekkilinin tasarlayıp ürettiği koyteynerler ile belirgin benzer görünüme sahip olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, davalının fiilinin haksız rekabet olduğunun tespitini men’ini, kararın ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının tasarımının harcıalem olması nedeniyle hükümsüz olduğunu, Ankara 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/267 Esas 2015/175 Karar sayılı karar ile davacının 2013/00353 sayılı tasarımının hükümsüzlüğüne karar verildiğini, davacının faydalı model belgesinin de eski ve kamuya mal olduğunu, anılan ürünün piyasada uzun süredir üretildiğini, davacıya ait ticari sırrın elde edilmediğini, müvekkilinin ürettiği ürünlerin farklı olduğunu, üretimin uluslararası standartlarda yapıldığını, teknik zorunluluğunun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait tasarım tescil belgesinin Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 2014/267 esas, 2015/175 karar sayılı kararı ile hükümsüz kılındığı, kararın kesinleşmiş olması nedeniyle olmayan bir hakkın ihlalinin de söz konusu olamayacağından tasarım hakkının ihlali bakımından inceleme yapılmayıp sadece faydalı model üzerinden inceleme yapıldığı, davalının eylemlerinin davacıya ait 2013/01300 sayılı faydalı model belgesine tecavüz oluşturduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun,dosyaya sunulan 28.04.2014 tarihli tespit bilirkişi raporunda, sadece davalıya ait ürünün, davacıya ait 2013/00353 numaralı tasarıma belirgin şekilde benzer görünüm özellikleri taşıdığının bildirildiği, davacıya ait tasarım tescil belgesinin ise kesinleşmiş mahkeme kararı ile hükümsüz kılındığı, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda ise davalının ürünlerinde, davacının TR 2013/01300 Y sayılı faydalı model belgesi konusu ana istemlerdeki unsurların tamamının bir arada bulunduğunun ispatlanamadığının ve mevcut deliller ışığında, herhangi bir ihlalden söz edilemeyeceğinin belirtildiği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.