16. Hukuk Dairesi 2020/8629 E. , 2020/4661 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 21.10.2014 gün ve 2014/6380-8595 Esas-Karar sayılı bozma ilamında özetle “Mahkemece, orman ve zilyedlik araştırmasına ilişkin bozma kararına uyularak karar verilmiş ise de; bozma kararı gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği ve delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü, Mahkemece, taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosunun 25.05.1989 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın hem eski tarihli (1962) hem de 1989 tarihli memleket haritasında yeşil alanda kaldığı, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten, dava tarihi olan 22.05.2006 tarihine kadar zilyedlikle kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, Oysaki, yörede yapılan ilk orman kadastrosu 27.04.1986 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın bu çalışmada orman sınırı dışında bırakıldığı, sonradan 1988 yılında yapılan çalışmada da durumunda bir değişiklik olmadığı, bunun yanı sıra bozma kararından sonra hazırlanan raporda, çekişmeli taşınmazın 1963 ve 1989 tarihli memleket haritasında yeşil alanda gösterildiği, dairenin geri çevirme kararı ile dava tarihine en yakın tarihli memleket haritası kullanılarak ek rapor hazırlanması istendiği, bunun üzerine dosyaya getirtilen ek raporda bu kez dava tarihinden de sonra hazırlanmış ve uyuşmazlığın çözümüne etkisi olmayan 2011 tarihli memleket haritasının kullanıldığının anlaşıldığı, orman bilirkişi raporunda taşınmazın eğiminin % 10, ziraat uzmanı raporunda ise % 13-15 olarak gösterildiği halde, bu çelişkiler giderilmeden ve gerçek eğim durumu belirlenmeden karar verildiği, ayrıca, çekişmeli taşınmaza yakın komşu durumunda olan 1299 sayılı parselin Veli Uyar adına; 2254, 2246 ve 2247 sayılı parsellerin ise Mehmet Uyar adına mahkeme kararı ile tescil edilmiş olup, son üçü Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği halde, bu dava dosyalarından da yararlanılmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 17. maddesi gereğince, orman sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar-ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, davanın açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanunun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ve dava tarihinden 15-20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerektiği belirtilerek, Mahkemece üç uzman orman bilirkişi, bir ziraat uzmanı, bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve dava tarihinden 15-20 yıl önce çekilmiş steroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritalarının bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritaların stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğünün, özellikle yeni tarihli haritadaki yeşil rengin halen üzerinde mevcut bitki örtüsünden kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesi, gerektiğinde komşu parsellere ait kesinleşen dava dosyalarının da getirtilmesi, teraslama öncesi gerçek eğim durumunun eğim ölçer ile bilimsel metodlarla saptanması, halen çalılık, kayalık ve yüksek eğimli bölümler varsa ölçülerek ayrılması, bundan sonra elde edilecek tüm delillere göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile fen bilirkişisi Bülent Atsan"ın 22.02.2016 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 1.943,86 metrekarelik taşınmazın tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.