Esas No: 2022/1928
Karar No: 2022/2324
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/1928 Esas 2022/2324 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, tapuda tescilli olan parsellerin aslında ormanlık alan olduğunu ve bedelsiz olarak tescil edilmesi gerektiğini iddia ederek, tapu iptali ve tazminat davası açmıştır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, davayı reddetmiş ve istinaf başvurusunu da esastan reddetmiştir. Kararın dayandığı bilgi ve belgelere göre, dava konusu parseller orman sınırı içinde kalmış ve sonradan hükmen orman niteliğiyle tapuya tescil edilmiştir. Bu nedenle, davacının dava açma hakkı bulunmamaktadır. Kanun maddeleri ise şöyledir: 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi, 4721 sayılı TMK'nin 1007. maddesi, 3116 sayılı Yasa, 2510 sayılı Kanun'un 21. maddesi, 3302 Yasa, 2924 sayılı Yasa.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : 6292 Sayılı Kanun Uyarınca Tapu İptali ve Tescil Olmadığı Takdirde Tazminat
MAHKEMESİ : ... ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.03.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... vekili Av. ... ile karşı taraftan Hazine vekili Av. ...'un katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 6292 sayılı Yasa'nın 7. maddesine dayanan tapu iptali tescil (bedelsiz iade), olmadığı taktirde tapu kaydının Mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nin 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince davacının tüm talepleri yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu parsellerin bulunduğu yerin 1943 yılında 3116 sayılı Yasa uyarınca yapılan orman kadastrosu ile ... Devlet Ormanında kaldığı, 1972 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı Yasa gereği verilen 35 parsel numaralı tevzi tapusunun ... ... adına tespit edildiği, taşınmazın orman tahdidi içinde olması nedeniyle Orman İdaresi tarafından açılan tespite itiraz davası sonucu ... Tapulama Mahkemesinin 1973/9 Esas, 1977/36 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın 9130 m²'lik kısmının orman tahdidi içinde bulunması nedeniyle tespitin iptal edildiği, kalan 5276 m²'lik kısmın 35 parsel olarak tespit maliki adına tesciline karar verildiği, daha sonra 3302 Yasa uyarınca yapılan ve 10.06.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2B uygulaması ile dava konusu parselin bulunduğu yerin 2B parseli olarak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, davacının tespit maliki akdi halefinden 1989 yılında taşınmazı devraldığı, 1997 yılında 2924 sayılı Yasa uyarınca yapılan kullanım kadastro çalışmaları sırasında 2B sınırı içinde kalan davaya konu 111 ada 1 ve 6, 112 ada 3 ve 5 parsellerin davacı adına kullanım şerhi verilerek bahçe vasfı ile Hazine adına tescil edildiği, 2010 yılında yapılan güncelleme çalışmaları sırasında da taşınmazların aynı şekilde tescil edildiği, davacının akdi halefıyete dayalı olarak 6292 sayılı Yasa'nın 7. maddesi uyarınca taşınmazların bedelsiz olarak adına tescili, olmadığı takdirde tazminat talebi ile eldeki davayı 29.12.2005 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacı yanın akdi halefiyet yoluyla dayandığı tevzi tapusunun öncesi orman olan, 1943 yılında kesinleşen orman sınırı içinde kalan, sonradan da hükmen orman niteliğiyle tapuya tescil edilen yerde kaldığı, 2510 sayılı Kanun'un 21. maddesinde ormanların dağıtılacağına ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, sonradan 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılmış ise de davacının bu tapuya dayanarak mülkiyet ya da tazminat istemiyle dava açamayacağı, 1977 yılında kesinleşen ilamla orman olması nedeniyle hem tazminat hem de orman kadastrosuna itiraza ilişkin 10 yıllık hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacının taşınmazı orman olduğunu bilerek, noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi alacaklısının haklarını temlikname ile devralan ortağı olduğu şirketten devraldığı, bu devrin 1977 yılından sonra olduğu gözetildiğinde dava konusu yerin orman olduğunu bilerek edimi gerçekleştirdiği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesince davanın tüm talepler yönünden reddine ilişkin verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'un 353/(1)-b.l maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nin 370. maddesi gereğince ONANMASINA, ... duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.815,00 TL avukatlık ücretinin davacı ...'tan alınarak ... duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazine'ye verilmesine, 54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 26,30 TL'nin temyiz eden davacı ...'tan alınmasına
15.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.