Esas No: 2021/15507
Karar No: 2022/2353
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/15507 Esas 2022/2353 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/15507 E. , 2022/2353 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.03.2021 tarihli ve 2021/1443 Esas, 2021/2444 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olup, davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili Merkez ilçesinde Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 204 ada 1 ve 3 parsel sayılı 726,36 ve 13.070,22 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, tespitin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 12.03.2021 tarihli ve 2021/1443 Esas, 2021/2444 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş ve davacı Hazine vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Mahkemece, davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; Mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda 1952 ve 2014 tarihli hava fotoğrafları incelendiği ve taşınmazların hava fotoğraflarında bitki örtüsü barındırmayan açıklık alan olarak gözüktüğü belirtildiği halde rapor ekindeki hava fotoğrafları üzerinde taşınmazların konumu gösterilmemiştir. Ayrıca söz konusu bilirkişi raporunda, taşınmazların açık ve bitki örtüsü barındırmayan alanda kaldığı belirtilmiş olmasına rağmen, Tapu ve Kadastro Müdürlüğünün internet sitesinde yapılan parsel sorgulamasında 204 ada 1 parselin ağaçlık olduğu görülmüş olup, bilirkişi raporlarında ağaç yaşları bildirilmediğinden taşınmazın yeni tarihli hava fotoğraflarında ne sebeple açıklık gözüktüğü tespit edilememiştir. Öte yandan, hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda, 204 ada 1 parsel sayılı taşınmazın keşifte buğday ekili olduğu yazmasına rağmen, orman bilirkişisince düzenlenen raporda taşınmazın kavak ağacı dikilmiş alan olduğu belirtilmek suretiyle, raporlar arasındaki çelişki oluşturulduğu halde söz konusu çelişki giderilmeden ve raporlar denetlenmeden hüküm kurulmuştur. Ayrıca, taşınmazların orman vasfında olmadığı ve davalı yararına iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmişse de, hükme esas alınan orman bilirkişi raporu ekinde hava fotoğrafı bulunmadığından rapor denetime elverişli olmadığı gibi, taşınmazların kullanım süresini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, bu hususta rapor da alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, yöreye ait en eski tarihli ve tespit tarihinden 15-20-25 yıl önceki memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları Mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek 3 orman mühendisi bilirkişi, 3 ziraat mühendisi bilirkişi, 1 fen elemanı ve 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazların gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek, memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazların niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazların imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar- ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı; ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmak suretiyle, dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi heyetinden, taşınmazların evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 3.7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanun'u ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteği 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 442/3. maddesi gereğince yerinde olduğundan kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.03.2021 tarihli ve 2021/1443 Esas, 2021/2444 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme talep eden davacılara iadesine, 15.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.