14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/13626 Karar No: 2013/1293 Karar Tarihi: 31.01.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/13626 Esas 2013/1293 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2012/13626 E. , 2013/1293 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.03.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından ise muvazaa nedeni ile satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine ve birleştirilen davanın ise kabulüne dair verilen 10.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise muvazaa nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın reddine, satış vaadi sözleşmesinin iptali isteğine ilişkin birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı- birleştirilen dosya davalısı, ... vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacı- birleştirilen dosya davalısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Mahkemece satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı düzenlendiği kabul edilerek sözleşmenin iptaline ve bu nedenle de davacı ..."in tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş ise de, satış vaadinde bulunan..."in mirasçısı ve davacı ..."in annesi olan davalı ..."in davayı kabul ettiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nun 308 ve devamı maddelerinde düzenlenen davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur. Kural olarak tarafların dava konusu üzerinde tasarruf yetkileri bulunduğundan, yani medeni usul hukukunda taraflarca tasarruf ilkesi uygulandığından, davanın açılmasından sonra hüküm kesinleşinceye kadar davanın kabulü mümkündür. Yine belirtmek gerekir ki kabul karşı tarafın rızasına bağlı değildir. Etkisini onun yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Somut olayda; davacı satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş ve mirasçılardan davalı ... davayı kabul ettiğine göre mirasçılar arasındaki bu kabule değer verilerek ..."in payının iptali ile davacı adına tescili gerekirken, bu davalı aleyhine açılan davanın da reddi doğru görülmemiştir. Diğer taraftan, satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazlardaki muris..."in payının satışının vaadedildiği ve taşınmazlarda muris dışında paydaşların bulunmasına rağmen taşınmazların tamamının değeri üzerinden yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı- birleştirilen dosya davalısı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 31.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.