Esas No: 2014/14193
Karar No: 2015/15540
Karar Tarihi: 17.09.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/14193 Esas 2015/15540 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Davacı, 4/1-a kapsamındaki borçlanma isteminin reddine ilişkin kurum işleminin iptalini, ... yaşlılık sigortasına giriş olan 01.01.1990 tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesini ve borçlanmanın 4/1-a madde kapsamında sayılması gerektiğinin tespitini isterken; 25.11.2013 günlü dilekçesiyle, istemini "... yaşlılık sigortasına giriş tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıcı olarak tespiti" şeklinde ıslah etmiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.01.1990 tarihi itibarıyla ... yaşlılık sigortasına giriş yapan davacı, 15.05.2013 günlü borçlanma başvurusu ve 26.06.2013 günlü açıklama dilekçesiyle 3201 sayılı Yasa uyarınca yapılacak borçlanmanın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a madde kapsamında yapılmasını istemiştir.Davalı Kurum, yurtiçi sigortalılık tescili bulunmaması nedeniyle, yapılacak borçlanmanın 4/1-b kapsamında olacağından bahisle reddi üzerine de eldeki bu dava açılmıştır. 28.06.2013 günlü kurum yazısı ekinde yer alan tescil kayıt bilgisinde, davacının yurtiçi sigortalılık tescili bulunmadığı görülürken, davacı vekili tarafından sunulan 25.11.2013 günlü ıslah dilekçesinde ise, dava üzerine 4/1-a tescilinin yapılarak "..." sicil numarasının alındığı bildirilmiştir.
4/1-a kapsamındaki borçlanma isteminin reddine ilişkin kurum işleminin iptalini, ... yaşlılık sigortasına giriş olan 01.01.1990 tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesini ve borçlanmanın 4/1-a madde kapsamında sayılması gerektiğinin tespitini isteyen davacı; 25.11.2013 günlü dilekçesiyle, istemini "... yaşlılık sigortasına giriş tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıcı olarak tespiti" şeklinde ıslah etmiştir.
Mahkeme, yurtiçi sigortalılık tescili bulunmayan davada kurum işlemini yerinde bularak davanın reddine karar vermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışında geçirdikleri çalışma sürelerinin sosyal güvenlikleri açısından değerlendirilebilmesi amacıyla 22.05.1985 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunla, Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini öngörmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti ile ... Cumhuriyeti arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında, Türkiye’de sigorta başlangıcına esas olan ... Sigortasına giriş tarihinin, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile mümkündür.
Şu halde yapılması gereken iş, davacı vekilinin 25.11.2013 günlü ıslah dilekçesi dikkate alınmak suretiyle, dilekçe de belirtilen "..." sigorta sicil numarasının davacıya aidiyeti davalı kurumdan sorulup araştırılmak suretiyle, 4/1-a kapsamında tescilin varlığının anlaşılması halinde, davacı tarafa yöntemine uygun şekilde verilecek mehille, ... sigortasına giriş tarihini içerecek şekilde yurt dışı borçlanması 4/1-a kapsamında usulünce sağlanmalı ve borçlanmanın varlığı halinde, ıslah dilekçesi gözetilmek suretiyle sigorta başlangıcına hükmedilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.09.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.