Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/14472 Esas 2013/1274 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/14472
Karar No: 2013/1274
Karar Tarihi: 28.01.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/14472 Esas 2013/1274 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/14472 E.  ,  2013/1274 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.08.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
    Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    7201 sayılı Tebligat Kanununun “Bilinen Adreste Tebligat” başlıklı 10. maddesi gereğince; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Aynı maddenin değişik 2.fıkrası gereğince de, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”
    Aynı kanunun 35. maddesine göre ise; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.  Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
    Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır.”
    Mahkemece, davalının tebliğe elverişli en son adresi belirlenmeden noter vasıtasıyla çıkartılan ihtarnamenin tebliğ edildiği adresin davalının tebligata elverişli adresi olduğu kabul edilerek 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince dava dilekçesinin davalıya tebliği suretiyle davanın esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Çünkü, bu şekilde taraf teşkili tam olarak sağlanmadan yargılama yapılarak davalının 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiş olacağından kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 28.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.