Esas No: 2020/967
Karar No: 2021/2897
Karar Tarihi: 08.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/967 Esas 2021/2897 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/967
KARAR NO : 2021/2897
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2020
NUMARASI : 2016/594 E - 2020/192 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/11/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na göre kurulmuş bir tedarik şirketi olduğunu ve yurt çapında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalının 01/09/2015 – 01/09/ 2016 tarihlerini kapsayacak şekilde bir yıllık elektrik tedarik sözleşmesi imzaladığını ve sözleşmeye göre müvekkili şirket tarafından sözleşme sürecinde davalıya elektrik satışı yapıldığını, kullanım miktarına göre de fatura keşide edildiğini, Ancak davalı takip borçlusunun sözleşmenin geçerli olduğu dönem içerisinde sözleşmeyi erken feshederek başka bir tedarik şirketi ile ikili anlaşma yaptığını ve başka bir tedarik şirketinden elektrik almaya başladığını, Taraflar arasındaki elektrik tedarik sözleşmesinin 7/1 maddesinde “sözleşme tarihinden önce sözleşmenin abone tarafından fesih edilmesi halinde abone son 1 yıl içerisinde ödemekle yükümlü olduğu en yüksek 2 ayın fatura toplamı kadar cezai şartı tedarikçiye ödemeyi kabul eder'' hükmünün yer aldığını, davalının bu eylemiyle sözleşmenin 7/1. maddesini ihlal ettiğini, Söz konusu sözleşme hükmü gereğince tahakkuk edilen A 477899 sıra numaralı 11/11/ 2015 vade tarihli, 21.760,14 TL bedelli cezai şart faturasının ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... takip sayılı dosyası üzerinden icra takibi baş- latıldığını, davalının haksız takibi üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına , davalı/borçlunun alacağın % 20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirket satış temsilcisi ve çalışanı ..., sözleşme görüşmelerinde, gerçeğe aykırı, aldatıcı ve desise dolu yanlış bilgiler aktararak müvekkilinin iradesini ifsat ettiğini, bu çalışanın aldatıcı davranışlarının tanık beyanıyla da sabit olduğunu, elektriğin daha ucuza sağlanacağı, mevcut tedarikçiyle aradaki sözleşmede bulunan cezai şartın işlemesine engel olunacağı, mevcut teda- rikçiyle geçerli sözleşmede erken fesihle ilgili cezai şart varsa, o zaman şirket ile yeni akdedilen sözleş- menin hiç işleme alınmayacağı yolunda aldatıcı vaatlerde bulunulduğu, Türk Borçlar Kanunu’nun 36’ıncı maddesine göre, diğerinin aldatması sonucu sözleşme yapan taraf, söz konusu hileli sözleşmeyle bağlı olmadığını, Türk Borçlar Kanunu’nun 39’uncu mad- desine göre, hile yüzünden sözleşme akdeden taraf, maruz kaldığı hileyi fark ettiği tarihten itibaren bir yıl içinde mezkur sözleşmeyi iptal edebileceğini, bu iptalin sözleşmenin imzalandığı/akdedildiği tarihten itibaren geçmişe etkili olarak sözleşmenin geçersiz kalmasına sebep olacağını, müvekkilinin, 18/8/2015 tarihinde davalı şirkete ilettiği faksla, “Ticari Uygulama Protokolü” ve “Elektrik Enerjisi Satış Söz- leşmesi” başlıklı hukuki işlemleri imzalandığı tarihten itibaren, yani 1.8.2015 tarihinden itibaren iptal ettiğini, anılan hukuki işlemlerin söz konusu iptalle geçmişe etkili olarak hukuk aleminden silindiğini, işlemlerin baştan itibaren iptal edilmesi sonucu doğuran faksın, davalı şirketçe tebellüğ edildiği hususunun e-postalarda çalışanları tarafından ikrar edildiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 131’inci maddesine göre, sözleşme sona erince bundan kay- naklanan her nev’i ceza koşulunun da mecburen sona ereceğini fesih cezası da dahil hiç bir ceza koşulu doğmayacağını, Müvekkiline 9/11/2015 tarihinde tebliğ olan 4/11/2015 tarihli, 21.760,14 TL bedelli ve fesih cezası konulu faturaya ve fatura içeriğinin tümüne, Beyoğlu ...’inci Noterliği’nin 11/11/2015 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini ve işbu faturanın ihtarname ekinde davacı şirkete iade edildiğini, söz konusu ihtarnamenin 12/11/2015 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiğini, müvekkiline 9/11/2015 tarihinde tebliğ olan 4/11/2015 tarihli ve 472,93 TL bedelli ve piyasa maliyetleri konulu faturaya ve içeriğinin tümüne Beyoğlu ...’inci Noterliği’nin 11/11/2015 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini ve işbu faturanın ihtarname ekinde davacı şirkete iade edildiğini, söz konusu ihtarnamenin 12/11/2015 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiğini beyanla davanın reddine, davacının % 20 tazminat ile mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi'nce: "Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından İstanbul .... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 472,93 TL asıl alacak ve 4,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 477,13 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde:İlk derece mahkemesinin 13/06/2018 tarihli rapordaki tespitleri hükmüne esas aldığını ve sözleşme kapsamında indirim uygulanmamasının hile olarak değerlendirildiğini, ancak bilirkişilerin 09/10/ 2019 tarihli raporlarında önceki görüşlerinden rücu ederek dava konusu ceza koşulunun talep edi- lebileceğini belirttiklerini, mahkemenin hatalı tespitler içeren ve hukuki geçerliliği bulunmayan önceki rapora göre hüküm ederek hukuki yanılgıya düştüğünü,Bilirkişi heyetinin 09/10/2019 tarihli raporda ortaya koydukları "davacının sözleşmede yer alan ceza tazminatı talep edebileceği" şeklindeki tespitlerine katılmakla birlikte, tek fatura üstünden ceza faturasının düzenlenebileceği yönündeki bilirkişi görüşünü kabil etmediklerini Zira davalı tarafından sözleşmenin ne zaman feshedileceği hususunun davacı tarafça bilinemeyeceğini, sözleşmede yer alan "Sözleşmenin bitiş tarihinden önce sözleşmenin Abone tara- fından feshedilmesi halinde abone son 1 yıl içerisinde ödemekle yükümlü olduğu en yüksek 2 ayın fatura toplamı kadar cezai şartı Tedarikçi'ye ödemeyi kabul eder" hükmünün taraflarca kararlaştırıldığını, Her ne kadar müvekkili tarafından 1 adet tüketim faturası keşide edilmiş olsa da, daha öncesinde de davalıya keşide edilmiş tüketim faturalarının bulunduğunu, bu tüketim faturalarının da incelenmesi ve en yüksek olanların hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, her halükarda davacının talep edebileceği tutarın 10.880,07 TL'den daha yüksek olacağını,İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında aynen "Tarafların itirazları üzerine aynı bilirkişi heyetinden ek rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişi heyeti tarafından mahkememize 04/01/ 2019 ve 09/10/2019 tarihlerinde sunulmuş olan ek raporlarda kök rapordaki görüşlerini açıklayarak tekrar etmişlerdir. "şeklinde hüküm kurmuş ise de ,bilirkişilerin 09/10/2019 tarihli raporlarında önceki tespit- lerinden rücu ettiklerinin açıklandığını, beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava, İİK 67 md 'ne dayalı itirazın iptale talebine ilişkindir. İstanbul .... İcra Müdürlüğü’nün ... E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 17/11/2015 tarihinde iki adet faturadan kaynaklanan 472,93 TL asıl alacak + 4,20 TL işlemiş faiz + 21.760,14 TL asıl alacak +193,16 TL işlemiş faizden ibaret toplam 22.430,43 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 19/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 24/11/2015 tarihli itiraz dilekçesi ile " alacaklı görünene borcunun bulunmadığı"ndan bahisle itirazda bulunduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeye müracaat ile itirazın iptali talepli iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.Uyuşmazlık taraflar arasındaki sözleşmenin erken feshedilip feshedilmediği, taraflar ara- sındaki sözleşme ve BK hükümleri gereğince , davanın dava konusu ceza tutarı ve piyasa mali- yetlerini talep edip edemeyeceği hususuna toplanmaktadır.Elektrik satışından kaynaklanan piyasa maliyetleri ile ilgili 472,93 TL tutarındaki fatura ile ilgili olarak ; bilirkişi kurulunca yapılan inceleme sonucu talep edilebilecek asıl alacağın 472.76 TL olduğu tespit edilmiş, mahkemece bu fatura yönünden 472,93 TL asıl alacak + 4.20 TL itibariyle karar verilmiş , davalı tarafça istinaf talep edilmemiştir.Cezai şart ile ilgili olarak;taraflar arasındaki sözleşmenin 7.maddesinde yer alan "Sözleşme bitiş tarihinden önce sözleşmenin abone tarafından feshedilmesi halinde abone son bir yıl içerisinde ödemekle yükümlü olduğu en yüksek iki ayın fatura toplamı kadar cezai şartı tedarikçiye ödemeyi kabul eder." hükmünün bir cezai şart olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.Sözleşmenin 7.3 maddesinde ise " tedarikçinin sözleşmede yer alan şart ve esaslara uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemesi halinde söz konusu ihlalin abone tarafından yapılacak yazılı bildirimi takip eden 10 iş günü içeresinde tedarikçi tarafından giderilmemesi halinde abone sözleşmeyi fesheder" hükmüne yer verilmiştir.Davalı taraf, iradelerinin fesada uğradığını, sözleşmenin davacının hilesi ile akdedildiğini bu nedenle geçersiz olduğunu savunmuş ise de, dosya içeriğinde bu yönde bilgi ve belge bulunma- maktadır. Elektrik enerjisinin sözleşmede belirtilen miktardan daha pahalı birim fiyat ile tedarik edilmesi ise ancak akde aykırılık teşkil etmektedir ki, davalının sözleşmenin feshinden önce ,sözleşmenin 7.3 md anlamında davacının taahhüdüne uymadığı yönünde yazılı bir bildirimi bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı abonenin cezai şar faturasından sorumlu olduğu sonucuna varılmaktadır.Sözleşmede ödenecek cezai şart (dönme cezası ) miktarı abonenin bir yıl içerisinde ödemekle yükümlü olduğu en yüksek iki ayın fatura toplamı kadar şeklinde kararlaştırılmıştır.Eldeki davada ; taraflar arasındaki sözleşme 01/08/2015 , elektrik tedarik başlangıcı 10/09/2015 olup davalının henüz 12 aylık sözleşme süresi dolmadan sözleşmeyi feshettiği, 01/10/2015 tarihinde dava dışı şirketten elektrik tedarik etmeye başladığı anlaşılmaktadır. Bu zaman aralığında davacı tarafından davalı adına tek bir fatura düzenlenmiş olup bu fatura sözleşmenin sona ermesinden sonra düzenlenen 06/10/2015 tarih ve 10.880.07 TL bedelli faturadır.Davacı tarafın cezai şart ile ilgili alacak hesabında 10.880.07 TL bedelli tek faturayı iki (2) ile çarparak tahakkuk yaptığı tespit edilmiş olup hesaplama yönteminde usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir.Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda maddi vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırılık tespit edilmekle , davacının istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, esasa ilişkin olarak yeniden, "DAVANIN KABULÜNE, davalı borçlunun İstanbul .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen 22.430,43 TL'lik borca vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20 'si oranında icra-inkar tazminati ile mahkumiyetine " karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldı- rılarak yeniden esas hakkında; 1- DAVANIN KABULÜNE, davalı borçlunun İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen 22.430,43 TL'lik borca vaki itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20 'si oranında icra-inkar tazminati ile mahkumiyetine2- Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 772,11-TL'den davacı tarafından yatırılan 270,90-TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 501,21 -TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3- Davacı tarafından yatırılan 270,90-TL'nin peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacının yaptığı 2.077,45 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranında hesaplanarak 1.046,85 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5- Davalının yaptığı 91,95 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranında hesaplanarak 45,62 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6- Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihindeki A.A.Ü.T göre hesaplanan ve takdir edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7- Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden,karar tarihindeki A.A.Ü.T.göre hesaplanan ve takdir edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,8- Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa ödenmesine, Sair istinaf taleplerinin reddine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak;Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 31,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/11/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.