Esas No: 2021/167
Karar No: 2021/1281
Karar Tarihi: 08.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/167 Esas 2021/1281 Karar Sayılı İlamı
T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ...
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
...
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI ...
DAVA TARİHİ : 20/06/2019
KARAR TARİHİ : 08/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2021
Taraflar arasındaki şube tescili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nın 356. Maddesi gereği duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin....adreslerindeki faaliyet yerlerinin hiçbirinin ... .... Müdürlüğüne tescil edilmediğinin tespit edildiğini, davalı şirketin merkez adresine şube tescili için davet yazıları gönderildiğini, şirketin eşit hisseli iki kardeş tarafından yönetildiği anlaşıldığından şube tescili başvurusunda bulunması için şirkete 15 gün süre verildiği halde bugüne kadar herhangi bir şubenin kaydı için başvuru yapılmadığını ileri sürerek, davalı şirketin........adreslerinde bulunan işyerlerinin şube olarak Eskişehir Ticaret Siciline tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevli mahkemede açılmadığını, yetkili ve görevli mahkemenin Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dava dilekçesinde yazılı işyerlerinin müvekkilinin şubesi olmadığını, müvekkili şirkete ait ek işyerleri olduğunu, müvekkili şirkete ait ek işyerlerinin müstakil bir sermayesinin ve muhasebesinin bulunmadığını belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi heyet raporuna ve toplanan delillere göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı şirketin Eskişehir'deki işyerlerinin davacı ... sicili müdürlüğü kayıtlarına tescili koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı, mahallinde endüstri mühendisi ve mali müşavir bilirkişi ile birlikte yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi heyet raporunda davalı ....... adreslerinde bulunan işyerlerinin şube olarak ... Ticaret Siciline Tesciline, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda yeterli teknik inceleme yapılmadığını, varsayımda bulunularak tespitler yapıldığını, bilirkişinin kayıtlar üzerinde herhangi bir inceleme yapmadığını, cevap dilekçesinde ileri sürülen hususların dikkate alınmadığını, bilirkişilerin raporda teknik ve uzman inceleme sonuçları yerine hukuki kanaatlerini açıkladıklarını, raporda yazıldığının aksine müvekkili şirkete ait işyerleri kendi nam ve hesaplarına müşteriyle ilişki kurup, satış yapmadıklarını, satılan ürünlerin müvekkili şirket tarafından satın alındığını ve iş yerlerine bırakıldığını, ürün siparişlerinin, pazarlıklarının, alımlarının ve teslimlerinin müvekkili şirketçe yerine getirildiğini, satın alınan ürünlerin merkez tarafından fiyatları belirlenerek iş yerlerine bırakıldığını, iş yerlerinin fiyat üzerinde tasarrufu ve yetkisinin bulunmadığını, yapılan keşifte işyerinin ek iş yerlerinin yaptığı mal satışı için gerekli emtianın kendileri tarafından mübayaa edilip edilmediği, satış fiyatını kendilerinin belirleyip belirlemediği ve fiyatlar üzerinde bir tasarruf ve yetkilerinin olup olmadığının araştırılmadığını, bu konuda bir tespitin raporda yer almadığını, toplu ürün alımları teklifinde indirim talep edildiğinde, iş yerinin hiçbir yetkisi olmayıp, şirketin bilgisi, talimatı ve onayı ile satış yapıldığını, taksitlendirme hususlarında da iş yerinin bağımsız hareket etmediğini, şirketin bilgilendirilmesi ve onayı ile işlem yaptığını, bilirkişi raporunda kasaya nakit para girişi olduğu belirtilmiş ise de satımın peşin nakit satım olması halinde tahsil olunan paranın o gün için kasaya konulmakta ise de iş yeri kapandığında akşam şirketin muhasebe işlerine bakan ... tarafından söz konusu paralar toplanarak, şirketin İki ... Caddesindeki merkezine götürülerek kasaya konulduğunu ve şirketin banka hesaplarına yatırıldığını, kredi kartı ile alımlarda da şirketin banka hesabında işlem görüldüğünü, iş yerlerinin müstakil bir sermayesi ve muhasebesi ile banka hesabının bulunmadığını, iş yerleri bağımsız olarak bir karar alamadıkları gibi dış ilişkilerde tek başına hareket etmelerinin de söz konusu olmadığını, yapılan keşifte iş yerinin ayrı bir yöneticisinin bulunmadığının görüldüğünü, iş yerinin vergi yükümlüsü olmadığını, mahkemece vergi dairesinden bu hususun sorulması gerektiğini, yoklama fişlerinin celp edilmesi gerektiğini, 5590 sayılı Kanunun 9/c maddesi gereğince iş yerlerinin şube olma niteliğini taşımadığını, bu nedenle müvekkili tarafından vergi dairesine şube bildiriminde bulunulmadığını, vergi dairesi tarafından da yapılan kontrol ve incelemelerde şube olması gerektiği yönünde bir işlem yapılmadığını, şirketten ayrı bir sermaye, yönetici ve bağımsız bir muhasebesinin bulunması halinde iş yerinin şube olarak nitelendirilmesi gerektiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re'sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davalıya ait işletmelerin şube vasfında olduğunun tespiti ve şube olarak tescili talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere 5174 sayılı ... Kanunu'nun 9. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca "bir merkeze bağlı olduğu halde, ister merkezin bulunduğu odanın, ister başka odanın çalışma alanı içinde olan müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi bulunmadığı halde kendi başına sınai faaliyet ve ticari muamele yapan yerler ve satış mağazaları bu Kanun'un uygulanması bakımından şube sayılır" hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda şubenin varlığından söz edilebilmesi için merkeze bağımlı olma, dış ilişkilerde bağımsızlık, yer ve yönetim ayrılığı şartlarının yanı sıra şubenin ayrı bir muhasebesinin de bulunması gerekmektedir. Ancak, hesapların ayrı tutulması şartıyla merkezde de şubenin muhasebesi tutulabilir. Bu noktada, hacim önemli olmayıp, şube merkezden daha geniş hacimde olabilir. Tamir atolyesi, satış mağazası ve diğer bağımsız olarak müşteri ile temas etmeyen yerler şube sayılmaz. Şubenin yapacağı işlemin merkezin yaptıkları ile aynı olması ya da en azından onlara benzemesi gerektiği gibi işletmenin şube olarak tanımlanabilmesi için kendi başına ticari işlem yapması da gerekmektedir. (Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, 1. Cilt, sayfa 941, Prof. Dr. Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku, sayfa 38, Poroy/Yasaman sayfa 48)
Taraflar arasında davalı şirketin ...nde kayıtlı olduğu, Eskişehir'de dava konusu satış mağazalarının bulunduğu hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davalı şirketin Eskişehir'de bulanan satış mağazalarının merkezden ayrı olarak ticari faaliyette bulunup bulunmadıkları, bu yerlerin şube olarak sicile tescil koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Somut olayda ise; davacı taraf yetki alanı içerisinde şirket merkezi Eskişehir'de olan davalı şirketin merkezden ayrı olarak ..... adreslerinde faaliyet gösterdiklerini, şube olarak sicile tescilinin gerektiğini iddia etmiş, davalı yan ise tüm işlemlerin şirket merkezi tarafından yürütüldüğünü, ayrı ticari faaliyetin bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılamada hükme esas alınan endüstri mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 27/11/2019 tarihli raporda; davalı şirketin dava dilekçesinde bildirilen adreslerdeki 3 adet iş yerinin kendi nam ve hesabına müşteriyle bağımsız bir ticari ilişki kurmak suretiyle iletişimle alakalı mal ve hizmet satışı gerçekleştirdiğinin, karşılığında kasaya nakit para girişiyle ticari faaliyette bulunduğunun tespit edildiği gözetilerek.... adreslerindeki dava konusu iş yerlerinin şube olarak tesciline ilişkin koşulların oluştuğu gerekçesiyle anılan adreslerde yer alan iş yerlerinin şube olarak ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmiştir. Ne var ki ilk derece mahkemesince hükme esas alınan işbu raporda, dava konusu iş yerlerinin dış ilişkilerde merkezden bağımsız olup olmadıkları, kendi başlarına ticari faaliyette bulunup bulunmadıkları, ayrı bir sermayelerinin ve muhasebe kayıtlarının söz konusu olup olmadığı, çalışanların alımı, maaş ödemeleri, işten çıkarılmaları vb. işlemlerin merkezden mi yoksa şubeden mi yapıldığı, ticari işlemlerin nereden yürütüldüğüne dair gerekli araştırmalar yapılmadan eksik inceleme ile rapor düzenlenmiş, eksik incelemeye dayalı işbu rapor hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf aşamasında yerinde inceleme sonucu alınan 13.09.2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda, şube olarak tescili talep edilen mağazaların dış ilişkilerde merkez tarafından tedarik edilen telefon ve telefon hattının müşterilere satışını yapmakla yükümlü olduğu, kendi başına ticari faaliyette bulunduğu, ayrı bir sermayesi ve muhasebe kaydının olmadığı, tüm kayıtların elektronik ortamda merkezde toplandığı, çalışanların işe alımı ve maaş ödemeleri davaya konu olan adresteki ön görüşmeler sonrasında merkez tarafından yapıldığı, müşterilere satışı yapılan telefon ve telefon hattı karşılığında nakit alınan paranın yazar kasada toplandığı, karşılığında müşterilere fiş ve fatura kesildiği, belirtilmiştir.
O halde, şube olarak tescili talep edilen satış mağazalarının merkezden ayrı bir muhasebesi ve sermayesi bulunmadığı, çalışanlarının işe alım ve maaş ödemelerinin merkez tarafından yapıldığı, kendi başlarına ticari faaliyette bulunmakta iseler de dış ilişkilerde merkez tarafından tedarik edilen ürünleri müşterilere satmakla yükümlü oldukları, satış mağazalarının şube tescil koşullarının oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26/10/2020 tarih 2020/582 Esas 2020/4446 Karar sayılı ilamı).
Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında isabet görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/09/2020 tarih ... Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu'nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gerekli olan 59,30 TL karar ilam harcından başlangıçta peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK'nın 333. Maddesi gereğince varsa kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-Davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 122,00 TL posta ve tebligat gideri toplamı 270,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında birden fazla duruşma açılmış ise de davalı vekilinin bir celseye katıldığı anlaşılmış olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT' nin ikinci kısmının ikinci bölümünün 17/b maddesi gereğince takdir olunan 2,040,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda HMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/11/2021
...
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.