20. Hukuk Dairesi 2011/12355 E. , 2012/646 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 121 ada 168 parsel sayılı 2002,37 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle dava dışı gerçek kişiler adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, dava konusu 121 ada 168 parsel sayılı taşınmaza açılan davanın husumet yokluğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş, mahkemece verilen bu ilk hüküm davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20 Hukuk Dairesinin 20/03/2008 gün ve 2008/481-4394 sayılı bozma kararında özetle: “Çekişmeli 121 ada 168 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazları yönünden; bu taşınmaz Kerim Yaprak mirasçıları adlarına tesbit edilmiştir. Mahkemece, davacı ... Yönetiminin bu kişilere yönelik olarak dava açmadığı gerekçesi ile bu parsele yönelik olarak dava husumetten red edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, dava dilekçesi ile 121 ada 142, 167, 168 parsellere yönelik olarak bu davayı açmış ve 142 ve 167 parsellerin tesbit maliki olan davalı gerçek kişileri davalı olarak göstermiştir. Ancak, Yargıtay H.G.K."nun 24.12.1997 gün 1997/17-846-1085 sayılı kararında da belirtildiği gibi, çekişmeli 168 parsel sayılı taşınmazın tesbit maliklerinin davalı olarak gösterilmemeleri maddi yanılgıdan kaynaklanmıştır. Yargılamanın her aşamasında maddi yanılgının giderilmesi usul hükmü ve yargısal uygulamalar gereğidir. O halde; mahkemece, yargılama sırasında çekişmeli 168 parselin tesbit maliklerinin davaya dahil edilmeleri sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması ve bu taşınmaz yönünden de esas hakkında hüküm kurulması gerekirken aksine düşünceler ile kurulan hüküm doğru değildir. Kabule göre de, davanın kadastro tespitine itiraz davası olduğu ve kadastro hâkiminin sicil oluşturması gerektiği düşünülmeden 168 parselle ilgili olarak sicil oluşturulmaması da doğru olmadığı” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, 121 ada 168 parsel sayılı taşınmaza açılan dava, mahkemenin 2010/19 esas sayılı dosyasından tefrik edilerek yapılan yargılama sonucunda, davacı ... Yönetimine 2 kez süre verilmesine rağmen tespit malikleri davaya dahil edilmediği ve böylece açılan davada taraf teşkili sağlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ve dava konusu ... köyü, 121 ada 168 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; 20/03/2008 gün ve 2008/481-4394 sayılı bozma kararında: 168 parselin tespit maliklerinin davaya dahil edilmeleri sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması gereğine değinilmesine rağmen, mahkemece, davacı ... Yönetimine tespit maliklerini davaya dahil etmesi için önel verildiği, buna karşın davacı ... Yönetiminin tespit maliklerini davaya dahil etmediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 28. maddesi hükmünde; hakim, duruşma gününü taraflara Tebligat Kanunu hükümlerine göre resen tebliğ eder. 36. maddesi hükmünde ise, bu kanun gereğince re"sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır, hükmünü amirdir. Olayda davacı ... Yönetiminin tespit malikleri ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ı davaya katmadığı ve bunlar için gerekli giderleri yatırmadığı saptanmıştır. Taraf oluşturulmadan davaya bakılamaz. O halde, mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesinin yukarıda açıklanan fıkrası gözönüne alınarak davaya katılmayan tespit malikleri ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ...’ı ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten davetiye çıkartılıp mahkemeye çağrılıp taraf oluşturularak iddia ve savunma çerçevesinde davaya bakılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 31.01.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.