11. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2526 Karar No: 2019/3943
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2526 Esas 2019/3943 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu markanın benzerini kötü niyetle tescil ettiren davalının markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak mahkeme, davacı ve davalının aynı sektörde birbiriyle bağlantılı faaliyetlerde bulunduğu, davacının davalı markasından haberdar olmama ihtimali bulunmadığı, davalının tescil başvurusunda kötü niyetli davrandığına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Yapılan temyiz başvurusu ise reddedilmiştir. Kararda, HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri: HMK'nın 353/b-1 ve 370/1. maddeleri.
11. Hukuk Dairesi 2018/2526 E. , 2019/3943 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy (kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/01/2017 tarih ve 2015/158 E. - 2017/13 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 28/03/2018 tarih ve 2017/1692-2018/816 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili müvekkilinin devir yoluyla 16, 20 ve 35.sınıflarda tescilli markanın sahibi olduğunu, ayrıca sektörde HOMETEX dergisi yayınladığını, davalının ise kötüniyetli olarak 2008 yılında HOMEX markasını 16. 41.sınıflarda tescil ettirdiğini, bu markanın, müvekkilinin markası ile ayırd edilemeyecek halde benzer olduğunu, karıştırma ihtimalinin bulunduğunu iddia ile davalının markasının benzer olduğunun tespitiyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu markanın tescil edildiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 7 yıllık bir sürenin geçmiş olduğu, bu süre içerisinde davacı ve davalının aynı sektörde birbiriyle bağlantılı faaliyetlerde bulunduğu, davacının davalı markasından haberdar olmama ihtimali bulunmadığı, davalının tescil başvurusunda kötü niyetli davrandığına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davacının markasının tanınmış marka olduğuna ve dava dışı da kötüniyetli olduğuna dair dosyada bir delilin bulunmadığı, dolayısıyla 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddi gerektiği, bu nedenle de ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.