4. Hukuk Dairesi 2019/538 E. , 2019/2704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 10/10/2012 gününde verilen dilekçe ile 2330 sayılı Kanun"dan kaynaklanan rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ..., ..., ..., ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, 2330 sayılı Kanun’dan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılardan ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, .... Emniyet Müdürlüğünde görevli dava dışı polis memurları ....ile ....’ün 20/02/2008 tarihinde olay sırasında, davalılar tarafından yaralandığını, yaralanan polis memurlarına 2330 sayılı Kanun uyarınca nakdi tazminat ödenmesine karar verildiğini, davalıların eylemleri ile Hazine zararına sebebiyet verdiklerini belirterek oluşan maddi zararın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece, davalıların eyleminin ceza dosyası kapsamıyla sabit olduğu gerekçesi ile nakdi tazminat komisyon karar tarihindeki veriler hükme esas alınarak davanın kabulüne ve hükmedilen meblağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinin (2) numaralı fıkrasında "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde açıkça dava dışı polis memurlarına ödenen tazminatın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili isteminde bulunmuştur. Mahkemece HMK’nın 297/2. maddesine aykırı olacak şekilde davacının faiz istemi hakkında herhangi bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiş; kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Davalılar ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-Dosya kapsamından; nakdi tazminat ödenmesini gerektiren olayın 20/02/2008 tarihinde gerçekleştiği, davacı idarenin ise 27/10/2011 tarihli ve 06/06/2012 tarihli Nakdi Tazminat Komisyonu kararları ile karar tarihindeki verilere göre belirlenen nakdi tazminatı, yaralanan dava dışı polis memurlarına ödediği anlaşılmaktadır.
Haksız eylem sonucu oluşan zarar olay gününde gerçekleşmiş olduğundan, davalıların sorumlu tutulacağı tazminat miktarı da olay günündeki verilere göre belirlenmelidir.
Şu durumda mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek, davalıların sorumluluğunun olay günündeki verilere ve bu bağlamda olay günündeki katsayılara göre yapılacak hesaplama doğrultusunda belirlenmesi gerekirken, komisyon kararı tarihinde yürürlükte bulunan katsayılara göre hesaplanan miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b-Eldeki dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Diğer bir deyişle; olay nedeniyle dava dışı polis memurlarına, nakdi tazminat miktarını ödeyen davacı idare, kusuru oranında sorumlulara rücu edebilir.
Şu durumda, rücuda teselsül olmayacağından, davalıların olayın meydana gelmesindeki kusur oranları belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek davalıların mahkemece takdir edilen zararın tamamından müteselsilen sorumlu tutulmaları doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına, (3/a-b) sayılı bentlerde belirtilen nedenlerle davalılar ..., ..., ..., ... yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 08/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.