12. Ceza Dairesi 2013/26464 E. , 2014/12686 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kişisel Verilerin Kaydedilmesi
Hüküm : Beraat
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK"nın 135. maddesinde düzenlenen “Kişisel verilerin kaydedilmesi” suçunun oluşabilmesi için, belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, hukuka aykırı olarak kaydedilmesi gerekmekte olup, suçun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı, herkes tarafından bilinmeyen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan, kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerektiği; bir özel hayat görüntüsü ya da sesinin, “kişisel veri” olduğunda kuşku bulunmamakta ise de, kişinin özel hayatına ilişkin görüntüsü ya da sesinin, bilgisi dışında, resim çekme veya kaydetme özelliğine sahip aletle belli bir elektronik, dijital, manyetik yere sabitlenmesi 5237 sayılı TCK"nın 134/1. maddesinin 2. cümlesinde; rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, aleniyet kazandırılması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması 5237 sayılı TCK"nın 134/2. maddesinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında düzenlendiğinden, kişinin özel hayatına ilişkin görüntüsü, fotoğrafı ya da sesinin, yasal anlamda, 5237 sayılı TCK"nın 135. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği,
Ancak kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntülerini dinleme, izleme ya da kaydetme eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği,
Dosya içeriğine, sanıkların aksi kanıtlanamayan savunmalarına, tanık anlatımlarına ve araştırma içeriklerine göre, sanıkların evlerinin bahçesindeki ağaca, daha önce karşılıklı olarak işlenen ve yargılaması devam eden tehdit ve hakaret suçları nedeniyle husumetli oldukları katılanların yolun karşısındaki sergi alanına bakar şekilde kamera konuşlandırdıkları, sanıkların, katılanların özel hayatına dahil olan, gün içerisinde kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü ve ne yaptıkları gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli takip, denetim ve gözetim altına almak suretiyle gerçekleştirdiği eylemlerinin, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyet kapsamında olduğu ve eylemin TCK"nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturabileceği ancak kamera düzeneğinde yapılan incelemede, kamera kablolarının herhangi bir cihaza bağlı olmadığı, boşta olduğu ve sisteminin de kayıt yapmadığının anlaşılması karşısında sanıklara atılı eylem sabit olmadığı gibi, sanıkların, katılanlarla aralarında yargılaması biten ve devam eden hakaret ve tehdit suçlarına ilişkin olaylar nedeniyle oluşan husumet üzerine kendilerine karşı işlenebilecek suçlar nedeniyle, kaybolması olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla katılanların rızası dışında özel hayata ilişkin ses ve görüntülerini dinleme, izleme ya da kaydetme eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı, bu halde sanıkların hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği anlaşılmakla, sanıkların beraatlerine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, hükmün gerekçesinde her ne kadar suç vasfında yanılgıya düşülerek sanıkların beraatlerine karar verilmiş ise de, gerekçesi yanlış olan hükmün sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşıldığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda, sanıklara yüklenen suçun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın eksik inceleme ve araştırmaya ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle beraata ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.