Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16705
Karar No: 2020/5615
Karar Tarihi: 30.09.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16705 Esas 2020/5615 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, komşu taşınmaz 4396 parselindan davacıya ait 150 parsel sayılı taşınmaza geçit hakkı kurulmasını ve davacının lehine 151 parsel sayılı taşınmazda tesis edilmiş olan geçit hakkının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, önceden tesis edilen geçit hakkının kaldırılmasına ve 150 parsel sayılı taşınmaz lehine 11.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 4 nolu güzergah üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar vermiştir. Ancak, bu karar Yargıtay tarafından aleyhine geçit hakkı tesis edilen davalıların yükünü ağırlaştıracak şekilde verildiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 747/2 maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2016/16705 E.  ,  2020/5615 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.06.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 23.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; 150 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline, komşu 4396 parsel Sayılı taşınmazın davalılara ait olduğunu, müvekkiline ait 150 parsel sayılı taşınmaza bitişik 151 parsel sayılı taşınmaz lehine ... SHM"nin 1987/68 E. 1990/510 K. sayılı ilamı ile 4396 (eski 158) parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı tesis edildiğini ancak tesis edilen geçit hakkından bugüne kadar ulaşımın hiç mümkün olmadığını belirterek 150 parsel sayılı taşınmaz lehine uygun görülecek bedel karşılığında 4396 parsel sayılı taşınmaz üzerinden 3m genişliğinde geçit hakkı kurulmasını ve davacıya ait 151 parsel sayılı taşınmaz lehine davalılara ait 4396 (eski 158) parsel üzerinden ... SHM"nin 1987/68 E. 1990/510 K. sayılı ilamı ile kurulan geçit hakkının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili; davanın kesin hüküm, olmadığı takdirde sabit olmaması nedeniyle reddini savunmuşlardır.
    Davalılar ... ve ... vekili; 150 ve 151 parsel sayılı taşınmazlar malikinin davacı ... olduğunu, 151 parsel sayılı taşınmaz lehine 1987 yılında geçit hakkı kurulduğunu bu nedenle 150 ve 151 parsel sayılı taşınmazlar arasına geçit kurulursa genel yola 151 parsel sayılı taşınmazdan çıkılabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, davacının ... ve ... hakkındaki taleplerinin reddine, ... SHM"nin 1987/68 E. 1990/510 K. sayılı ilamı ile kurulan geçit hakkının kaldırılmasına, 150 parsel sayılı taşınmaz lehine 11.04.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda 1. alternatifteki sarı renk ile gösterilen 143 parsel ve kırmızı renk ile gösterilen 142 parsel üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar ... ve ... vekili ve davalılar ... ve ... vekili temyiz etmişlerdir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmazlar kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Yukarıda açıklanan ilkeler gereğince somut olay incelendiğinde; dava konusu taşınmaz ve etrafındaki taşınmazları gösteren krokinin incelenmesinde, geçit irtifakı tesisi istenen 150 parsel sayılı taşınmazdan sonra 151 parsel sayılı taşınmazın mevcut olduğu görülmüştür. Tapu kayıtlarının incelenmesinde, 150 ve 151 parsel sayılı her iki taşınmazın da davacı ..."ya ait olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili 151 parsel sayılı taşınmazı lehine daha önce tesis edilen geçit hakkının kaldırılmasını, 150 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılara ait 4396 parselden geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. Mahkemece, 11.12.2015 tarihinde keşif yapılmış, sonrasında dosya içerisine alınan bilirkişi raporlarında 4 güzergah belirlenmiştir. Mahkemece, önceden tesis edilen geçit hakkının kaldırılması ile 1 no"lu güzergahtan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. 11.04.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen 4 nolu güzergah önceden 151 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesis edilen güzergah olup, 4396 parsel sayılı taşınmazın batı sınırını takip eden güzergahtır. ... SHM"nin 1987/68 E. 1990/510 K. sayılı ilamının incelenmesinde; 151 parsel sayılı taşınmaz lehine T. Bilirkişinin 16.10.1990 tarihli rapor ve krokisinde belirtilen 3.9.17 tafsilat noktasını takip eden 152 parselin müşterek sınırından 158 (yeni 4396) parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verildiği, bu kararın 11.04.1991 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
    Mahkemece, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi de dikkate alınarak 150 ve 151 parsel sayılı taşınmazlar davacının mülkiyetinde olsa da geçit hakları kişiler lehine değil taşınmazlar lehine kurulacağından, lehine geçit hakkı istenilen 150 parsel sayılı taşınmazdan kesintisiz olarak yola ulaşımın sağlanması için 151 parsel sayılı taşınmazdan akdi irtifak kurularak, davacı lehine ... SHM"nin 1987/68 E. 1990/510 K. sayılı mahkeme hükmüyle tesis edilen ve 11.04.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda gösterilen 4 nolu güzergahtan geçit hakkı kurulması gerekirken aleyhine geçit hakkı tesis edilen davalıların yükünü ağırlaştıracak şekilde yeni bir geçit hakkı tesisi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekili ve davalılar ... ve ... vekili temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi