22. Hukuk Dairesi 2016/5169 E. , 2019/3150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, iş akdini istifa ile sonlandırdığını beyan ederek ödenmeyen 2013 yılının Mayıs ve Haziran ayı ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının asgari ücretle çalıştığını ve tüm ücretlerinin ödendiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının dokuma müdürü olarak çalıştığı, aylık 2.500,00 TL maaş aldığı değerlendirilerek ödenmeyen ücret alacağının kabulüne dair karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nda 32"nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunu"nun 323"üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacı dokuma müdürü olarak görev yaptığını, net 3.000,00 TL ücretle çalıştığını, ücretinin bir kısmını elden aldığını, 2013 yılına ait Mayıs ayı ücretinin tamamı ile Haziran ayına ait 11 günlük ücretini almadığını beyan ederek tahsilini talep etmiş, davalı davacının asgari ücretle çalıştığını ve ücretlerinin tamamının banka kanalıyla ödendiğini savunuştur. Mahkemece, emsal ücret araştırması sonucu ve tanık beyanlarına göre; davacının brüt 2.500,00 TL ücretle çalıştığı değerlendirilerek, ödenmeyen Mayıs ve Haziran ayına ait ücret alacakları hüküm altına alınmıştır. Davacının ücreti hususunda yapılan değerlendirme dosya kapsamı ile uyumlu ise de; davacı hesabına 21.04.2015 tarihinde 2013 yılı Mayıs ve Haziran ayı maaş ödemesi açıklamasıyla 1.538,00 TL tutarında ödeme yapıldığı anlaşılmakla, davacı işçiden, sunulan ödeme belgesine karşı diyecekleri sorulduktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde davalıya iadesine, 13.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.