
Esas No: 2021/16177
Karar No: 2022/6250
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/16177 Esas 2022/6250 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında açılan kamu davasında, yoklama kaçağı suçu işlediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Ancak, sanığa yapılan tebligatın usule uygun olmadığı ve kararın kesinleşmediği tespit edildi. Bu nedenle, denetim süresi başlamadı ve sanığın denetim süresi içinde başka bir suç işlediğinden bahsedilemeyecek. Ayrıca, suç için asli dava zamanaşımı süresi 8 yıl olduğu ve sanığın savunmasının alındığı 10.01.2011 tarihinden itibaren 8 yıllık asli dava zamanaşımının temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği belirtildi. Bu nedenle mahkeme kararı bozuldu ve sanık hakkındaki kamu davası zamanaşımı nedeniyle düşürüldü. Kanun maddeleri olarak, suç için asli dava zamanaşımı süresi TCK 66/1-e'de, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı için denetim süresi ve yükümlülüklerin ihlali durumunda mahkemenin hükmü açıklayacağı CMK 231/11'de, tebligatın usulü TTK 14'te ve sanığın savunmasının alındığı tarihten itibaren asli dava zamanaşımı süresi CMK 223/8'de düzenlenmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
CMK’nun 231/11. madde ve fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkemenin hükmü açıklayacağı belirtilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07.03.2017 tarih ve 2015/8-268 Esas – 2017/124 Karar sayılı; 17.01.2017 tarih ve 2015/15-536 Esas-2017/14 Karar sayılı; 01.03.2016 tarihli ve 2015/3-599 Esas- 2016/99 sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayacaktır. Kararın kesinleşmesi yoklukta verilenlerin yöntemince tebliğinden, huzurda verilenlerin de usulünce tefhiminden itibaren yasada öngörülen sürede kanun yoluna başvurulmaması ya da başvurulup reddedilmesi durumunda mümkün olacaktır. Bu açıklamalar ışığında, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması için öncelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmemiş ise, denetim süresi başlamayacak ve sanığın denetim süresi içinde suç işlediğinden de bahsedilemeyecektir.
Sanık hakkında 24.05.2010 tarihinde işlediği yoklama kaçağı suçundan açılan kamu davasının ... Sulh Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılaması sonucunda, 15.02.2011 tarih ve 2010/1365 Esas – 2011/243 Karar sayılı kararıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın yokluğunda verilen kararın duruşmada bildirdiği adres dışında bir adrese tebliğe çıkarıldığı ve bu adreste 08.03.2011 tarihinde askerde olması nedeniyle babasına tebliğ edilerek 16.03.2011 tarihinde taraflarca yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğinden bahisle kesinleştirildiği, akabinde sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğine ilişkin ihbarda bulunulması üzerine yapılan yargılama sonucunda temyiz incelemesine konu 31.03.2016 tarihli hükmün kurulduğu,
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun "Askerî şahıslara tebligat" başlıklı 14’üncü maddesinde yer alan "Astsubaylar hariç olmak üzere erata yapılacak tebliğler, kıta kumandanı ve müessese amiri gibi en yakın üste yapılır." hükmü gereğince tebliğin yapıldığı tarihte asker kişi olan sanığa, tebligatın Tebligat Kanunu 14. maddesi gereğince yapılması gerekirken Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebligat yapılmasının usule uygun olmadığı, dolayısıyla sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği, kararın kesinleşmemesi nedeniyle denetim süresinin başlamadığı ve denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlendiğinden bahisle hükmün açıklanma koşullarının da bulunmadığı, dava zamanaşımının durmasının ve kesilmesinin de söz konusu olmadığı, belirlenerek yapılan incelemede;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK.nun 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendine göre suç için asli dava zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanığın savunmasının alındığı 10.01.2011 tarihinden itibaren 8 yıllık asli dava zamanaşımının temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e ve 5271 CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 29.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.