Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/21072 Esas 2013/23301 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/21072
Karar No: 2013/23301
Karar Tarihi: 27.9.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/21072 Esas 2013/23301 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2013/21072 E.  ,  2013/23301 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, ... sorunları sebebi ile davalı hastaneye ve doktora başvurduğunu, kötü tedavi sebebi ile sorunlar yaşadığını belirterek 200.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılara tebligat yapılamaması nedeniyle davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece,davalı Dr. ... yönünden mahkemenin görevsizliğine, 4077 Sayılı Tüketici Yasanın 3 ve 23.maddesi gereğince bu kişi yönünden kararın kesinleşmesini müteakip görevli ve yetkili ... Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,davalı ... bakımından kamu hastanesi niteliğinde olması sebebi ile İdari Mahkeme"de dava açılacağından görev yönünden davanın reddine karar verilmiş,hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... Sarıcanın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı, yanlış tedavi sonucu sorunlar yaşadığını belirterek manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davalı doktor yönünden tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik karar verilmiş ise de; B.K.nun 502. maddesi hükmü uyarınca, diğer iş görme 2013/21072-23301
    sözleşmeleri hakkındaki yasal düzenlemelere tabi olmayan işlerde, vekalet hükümleri geçerlidir. Somut olayda olduğu gibi doktorlar ile hasta arasındaki uyuşmazlıkların vekalet sözleşmesine ilişkin hukuksal düzenlemelere göre çözülmesi gerektiği konusunda, öğreti ve Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması arasında paralellik bulunmaktadır.
    Somut olayda, davacı ile davalı doktor arasında vekil-müvekkil ilişkisi mevcut olup, davadaki talepler vekillerin vekalet görevini ifada özen borcuna aykırı davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekalet hükümleri uygulanmalı ve doğal olarak, uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir.
    Yukarıda açıklandığı üzere, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Tüketici yasası ile güdülen amaç tüketicinin tüketime yönelik satışlarda mal ve hizmetlerdeki ayıplara karşı korunması olduğundan, uyuşmazlığın genel mahkemede görülmesi gerekir. Hal böyle olunca,mahkemece davalı doktor yönünden işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.