Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/5306 Esas 2021/11007 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5306
Karar No: 2021/11007
Karar Tarihi: 27.09.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/5306 Esas 2021/11007 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bağ-Kur sigortalılığı reddedilen davacının davası, sigortalılık reddinin iptali ve Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemiyle açılmıştır. Mahkeme, davacının talebini reddetti. Ancak Yargıtay Dairesi bozma ilamında davacının 1989 yılında yaptığı prim borcunu dikkate alarak ödeme tarihinden sonrasına kadar Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğini belirtti ve hüküm kurulması gerektiğini ifade etti. Mahkeme, bu hükme uymamıştır. Bu sebeple, hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozulmuştur.
Kanun maddeleri: 1479 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun, 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
10. Hukuk Dairesi         2021/5306 E.  ,  2021/11007 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    No : 2020/772-2021/218

    Dava, davacının Bağ-Kur sigortalılığının reddi yönündeki Kurum işleminin iptali ile Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Somut davada; davacının 13.07.1981 - 13.12.1982 ve 04.06.1990 - 25.12.1995 tarihleri arasında vergi mükellefiyet kaydı bulnmakta olup, davacı 17.01.1989 tarihinde 1989 Ocak ayına kadar olan geçmiş ceza ve prim borcuna mahsuben Kuruma 91.000 TL ödeme yapmıştır. Davalı Kurum 1479 sayılı Yasaya istinaden 01.10.1972 - 20.04.1982 tarihleri arasındaki vergi kayıtları geçersiz kabul edildiğinden bahisle davacının tescilini 20.04.1982 tarihi olarak yapmış ve davacının 20.04.1982 - 13.12.1982, 04.06.1990 - 25.12.1995 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunu kabul etmiştir. Ayrıca Kurum tarafından davacıya 20.04.1982 - 31.01.1989 tarihleri arasında hizmet verildiğinde; davacının yatırmış olduğu 91.000 TL tutar karşılığı 1 yıl, 3 ay, 11 gün, ödeme yaptığı tarih baz alındığında ise 3 ay, 13 gün hizmet alabileceğinin bildirildiği görülmektedir.
    İnceleme konusu davada; davacı 1989 yılında prim borcunu toplu olarak ödediğini, Kurum tarafından yapılan bu ödeme dikkate alınmayarak bu dönemdeki hizmetlerinin sayılmadığını belirterek prim borç ödemesinin kabul edilerek geriye dönük haklarının iade edilmesini talep etmiş, yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulüne, davacının 17/01/1989 tarihinde yatırdığı 91.000,00 TL"nin 01/01/1983 - 17/01/1989 dönemi itibariyle 6 yıl 16 gün (2176 gün) Bağ-Kur sigortalılığına karşılık ödendiğine ve bu sürenin zorunlu bağkur sigortalılığı olarak kabul edildiğinin tespitine, bu sürenin davacının emeklilik talebi yönünden değerlendirmede dikkate alınmasına karar verilmesine ilişkin karar Dairemizin 06.10.2020 tarihli ilamı ile davacı tarafından af veya icra takibi neticesinde ödemede bulunulması karşısında 1982 - 1989 yılları arasında bağ-kur sigortalısı sayılmasının mümkün olmadığı, ancak 17.01.1989 tarihinde davacının yaptığı ödeme gözetilerek, ödeme tarihinden sonrası için ödemenin karşılık geldiği süre kadar isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı sayılabileceği yönünden bozulmuştır.
    09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davacının talebinin 1982-1989 dönemine ilişkin olduğu, 17.01.1989 tarihinden sonrasına dair bir talebinin bulunmadığı, bu nedenle taleple bağlı kalınarak davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Hükmüne uyulan bozma ilamında 17.01.1989 tarihli ödemenin ileri tarihli dönemlere sayılması gerektiği belirtilip, mahkemece de bozma ilamına uyulmakla davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.