Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, sigorta prim borcunun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Davacı işverene ait olup bünyesinde 96 yatak, 47 oda, 60 kişilik lokanta, sauna, yüzme havuzu, toplantı odasını barındıran otel işyerinde davalı Kurumca yapılan inceleme sonrasında düzenlenen rapora ve gerçekleştirilen asgari işçilik uygulamasına dayanılarak 2003 – 2005 dönemi yönünden bildirim dışı (fark) işçilik tutarı belirlenip buna göre sigorta prim ve gecikme zammı borcu tahakkuk ettirildiği, Kuruma yapılan itirazın reddedilmesi üzerine işbu davanın açıldığı, mahkemece yapılan yargılamada davanın kabulüne ilişkin verilen ilk kararın Dairemizce 05.03.2012 gün ve 15760/3780 sayılı ilamla eksik inceleme ve araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan araştırma sonrası verilen, istemin kısmen hüküm altına alınmasına dair ikinci kararın da Dairemizce yapılan denetimde 14.10.2014 tarih ve 16372/19479 numaralı ilamla yeniden bozulduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 79/12. maddesinde, bu Kanunun 83. maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işler, gerçek veya tüzel kişilerce yapılan inşaatlardan dolayı yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığının Kurumca araştırılacağı, usul ve esasları yönetmelikle belirlenecek bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğunun anlaşılması durumunda, bildirilmemiş olan işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarının, gecikme zammı ile birlikte sigorta müfettişince inceleme yapılması istenilmeksizin işveren tarafından ödendiği takdirde, iş yeri hakkında sigorta müfettişine inceleme yaptırılmayabileceği belirtilmiş, 130/2. maddesinde, işverenin Kuruma, emsaline, yapılan işin nitelik, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun saptanması durumunda, işin yürütülmesi için gerekli olan asgari işçilik miktarının, yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, iş yerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurları dikkate alarak sigorta müfettişi tarafından tespit edileceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 85/1. maddesinde, işverenin, işin emsaline, niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütümü açısından gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun tespiti halinde, işin yürütümü açısından gerekli olan asgarî işçilik tutarının; yapılan işin niteliği, kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan sigortalı sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak tespit edileceği belirtilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, mahkemece gereken inceleme ve araştırma yapılmış olup Kurum tespit ve bulgularının aksinin, aynı derecede somut, inandırıcı, gerçeklere dayalı delillerle kanıtlanması gereği bulunmakla, 28.09.2006 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Raporu’nda yer alan saptamalar, Kurumca gerçekleştirilen yerel denetim, mahkemece yapılan keşif, sonrasında 3 bilirkişiden oluşan kurulca düzenlenen ilk rapor, anılan bilirkişilerin 05.12.2008 günü hazırladıkları ek rapor, 10.06.2010 tarihinde bu kez farklı 3 bilirkişiden oluşan kuruldan alınan rapor ve tüm dosya içeriği karşısında, davacı işverene ait işyeri yönünden asgari işçiliğe ilişkin Kurum uygulamasının ve buna göre tahakkuk ettirilen sigorta prim borcunun yerindeliği belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, doyurucu gerekçe içermeyen, yöntemince düzenlenmemiş, çekişme konusunda teknik uzmanlığı belirlenemeyen 2 avukatın da bulunduğu 3 kişilik kurulca 06.03.2013 günü hazırlanan rapora dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.