10. Hukuk Dairesi 2015/11461 E. , 2015/15426 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dava dışı ...’nin davalı Kuruma olan 2006 – 2009 dönemine ait borçları nedeniyle 6183 sayılı Kanun hükümleri kapsamında icra takibi başlatılarak şirketin üst düzey yöneticisi olduğu gerekçesiyle davacı hakkında sigorta primleri ve damga vergilerini içeren ödeme emirleri düzenlendiği, yöntemince tebliğ edilen emirlere karşı 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılan işbu davada verilen kabul kararının Dairemizce, yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu bulunduğu gerekçesiyle bozulduğu, davacının başkanı olduğu belediye ile diğer belediyelerin birleşerek kurdukları dava dışı borçlu anonim şirkette ... Başkanlığı’nın %99,5, diğer belediyelerin toplam %0,5 oranında pay sahibi oldukları, davacının, başkanı olduğu belediyeyi temsilen anılan şirkette 19.12.20007 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, 1. fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen tüzelkişiliğe sahip işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin Kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 88. maddesinin 20. fıkrasında, Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise tüzel kişiliğe sahip işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile yasal temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 6183 sayılı Kanunun Mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarının, yasal temsilcilerin kişisel mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 275. maddesinde, devlet, il, belediye gibi kamu tüzel kişilerinden birisine ana sözleşmeye konulacak bir kayıtla pay sahibi olmasa dahi, konusu kamu hizmeti olan anonim şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında temsilci bulundurmak hakkının verilebileceği, anılan şirketlerde pay sahibi olan kamu tüzel kişilerinin yönetim ve denetim kurullarındaki temsilcilerinin ancak bunlar tarafından azlolunabileceği, kamu tüzel kişilerinin şirket yönetim ve denetim kurullarındaki temsilcilerinin, genel kurul tarafından seçilen üyelerin hak ve görevlerine sahip, ancak yönetim kurulu üyesi sıfatıyla pay senetleri tevdi etmek yükümlülüğünden muaf oldukları, kamu tüzel kişilerinin, şirket yönetim ve denetim kurullarındaki temsilcilerinin bu sıfatla işledikleri fiil ve yaptıkları işlemlerden dolayı şirkete ve onun alacaklılarıyla pay sahiplerine karşı sorumlu olduğu, tüzel kişinin rücu hakkının saklı bulunduğu açıklandıktan sonra 312. maddesinde, anonim şirket yönetim kurulunun, pay sahibi üye ortaklardan oluşacağı, pay sahibi olmayan kimseler üye seçildikleri takdirde bunların pay sahibi sıfatını kazandıktan sonra işe başlayabilecekleri, pay sahibi olan kamu tüzel kişisinin yönetim kurulu üyesi olamamasına karşın tüzel kişinin temsilcisi olan gerçek kişilerin yönetim kuruluna üye seçilebilecekleri, 275. madde hükmünün saklı olduğu, 317. maddesinde de anonim şirketin yönetim kurulu tarafından yönetilip temsil edileceği bildirilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve tüm dosya çerçevesi ışığında dava değerlendirildiğinde, 28.10.2014 tarih ve 11377/20898 sayılı bozma ilamına uyularak yürütülen yargılamada gereken inceleme ve araştırma yapılmış olmakla, 19.12.2007 gününden itibaren dava dışı borçlu anonim şirketin, başkanı olduğu kamu tüzel kişisini temsilen yönetim kurulu üyesi konumunda yer alan davacının 01.10.2008 tarihi sonrası yönünden, değinilen 88/20. ve Mükerrer 35. maddeler kapsamında borçlardan sorumluluğunun bulunduğu belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu istemin aynen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.