Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/487
Karar No: 2021/2066
Karar Tarihi: 09.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/487 Esas 2021/2066 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/487
KARAR NO: 2021/2066
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2018
NUMARASI: 2017/748 Esas, 2018/1001 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan kur farkı alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından 64.900,00 USD'lik faturanın 22.000,00 USD'lik kısmının daha önce iş başlangıcında avans olarak ödendiğinden, bakiye 42.900,00 USD alacağın tahsili için İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin alacağının diğer 64.900,00 USD'lik faturadan dolayı ise İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, efektif satış kuru esas alınarak takip yapıldığını, davalının icra dosyalarına ... Esas sayılı dosya içinde icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti de bulunduğunu, bu ödemeler sonucunda takip tarihindeki kur ile son ödeme tarihindeki kur farkından dolayı doğan alacağının 17.500,84 TL olduğunu belirterek, şimdilik 10.000,00 TL'nin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı faturadan doğan alacakları için İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas ve ... Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlattığını, yabancı para cinsi alacaklarda alacaklının seçimlik hakkı bulunduğunun TBK'nın 99. maddesi ile hüküm altına alındığını, alacaklı oldukları olayda seçimlik hakkını fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanırsa, tahsil tarihine kadar alacağın yabancı para üzerinden takip edilmesi gerektiğini, alacaklı bu alacağına 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi hükmü uyarınca 1 yıl vadeli yabancı para cinsi mevduata uygulanan faizi ile birlikte talep edebileceğini, davacının seçimlik hakkını TL'den yana kullandığını, faizini de seçimlik hakkı yönünde talep ve tahsil ettiği için kur farkı talebinde bulunamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacının takip talebinde yabancı para cinsi alacağını Türk Lirasına dönüştürmek suretiyle, yabancı para cinsi alacaktan vazgeçip tercihi Türk Lirası cinsi alacaktan yana kullanmış olması nedeniyle artık davacının kur farkı talebinin yasal mevzuat bakımından dayanaksız kalmış olup, bundan vazgeçmiş sayılacağının kabulü gerektiği, bu halde; takip tarihi ile ödeme tarihi arasında doğan herhangi bir kur farkından söz edilemeyeceği, davacının kur farkı talebinin yerinde olmadığının anlaşıldığı, diğer yandan takip talebinde istenilen asıl alacak, işlemiş faiz, icra harç ve masrafları ile vekalet ücreti dahil icra müdürlüğünün kapak hesabına göre zaten tahsil edilmiş olduğunun da anlaşılmasına göre, davacıya ödenecek herhangi bir borcun kalmamış olduğu gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin USD bedelli faturalardan dolayı İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı ve ... Esas sayılı dosyaları ile TL olarak takip açıldığını ve oluşacak munzam zararı talep hakkının saklı tutulduğunu; taraflar arasındaki ihtilafın kur farkından dolayı alacak olup olmadığı konusunda olduğunu; mahkemenın, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1998/11 Esas sayılı 03.06.1998 tarih ve 1998/299 sayılı kararını yanlış değerlendirdiğini; munzam zararın bir türü olan kur farkı davalarında, borçlunun munzam zararı tazmin yükümlülüğü, asıl borç ve temerrüt faizi ödeme yükümlülüğünden farklı, temerrüt ile oluşmaya başlıyan asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu; asıl borcun hukuki sebebi kural olarak haksız fiil, nedensiz zenginleşme veya sözleşme olduğu halde, munzam zararın hukuki sebebinin asıl alacağın temerrüde uğraması, borcun ödenmemesi veya zamanında ödenmemesi gibi hukuka aykırılık olup, kanundan doğan bir alacak olduğunu; bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı alacaklı tarafça İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile 64.900,00 USD alacağın 07.11.2016 takip tarihindeki TCMB gösterge niteliğindeki efektif satış kuru 3,1637 TL x 64.900,00 USD=205.224,13 TL nin takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %10,5 oranında avans faizi, icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte TBK'nun 100 m. hükmü uyarınca tahsili için ilamsız takip başlatıldığı; yine İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile 42.900,00 USD alacağın 07.11.2016 takip tarihindeki TCMB gösterge niteliğindeki efektif satış kuru 3,1637 TL x 42.900,00 USD =135.722,73 TL TL nin takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %10,5 oranında avans faizi, icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte TBK'nun 100 m. hükmü uyarınca tahsili için ilamsız takip başlatıldığı; davalı tarafça 16.11.2016 tarihinde ve 17.11.2016 tarihinde iicra dosya borcunun ödendiği; davacı vekilinin bu dava ile bu ödemelere dayalı takip tarihinde kur ile son ödeme tarihindeki kur farkından dolayı müvekkilinin karşılanamayan alacağı hakkında dava açıldığı anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 122. maddesi uyarınca, alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Kanun koyucu para borcunun geç ödenmesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimseyerek, ispat edilmeden tahsili talep edilebilecek zararın temerrüt faizi ile karşılanmasını kabul etmiş ve munzam zarar isteminde bulunan alacaklının öncelikle borçlunun borcunu geç ödemesi nedeniyle uğradığı zararın temerrüt faizi ile karşılanamadığını, temerrüt faizini aşan bir zarara uğradığını ispat etmesi gerektiğini belirlemiştir. TBK'nun 99.maddesinde "Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir." düzenlemesi yapılmıştır. Somut olayda; davacı tarafça 07/11/2016 tarihinde yaptığı icra takibinde alacağını TBK'nın 99.maddesi gereği aynen yada fiili ödeme günündeki kur değeri üzerinden TL karşılığını isteme hakkına sahipken yasanın tanıdığı kur hakkını kullanmayıp, alacağını takip tarihindeki kur üzerinden TL’ye dönüştürerek seçimlik hakkını kullandığı ve buna bağlı olarak da faizi ile birlikte talep ettiği alacağını tahsil ettiği, yasanın getirdiği olanaktan yararlanarak fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden talepte bulunmayan davacı yabancı para alacaklısının artık bu konuda munzam zarar davası açamayacağından mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir yanlışlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 15/10/2018 tarih ve 2017/748 Esas, 2018/1001 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL'nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere 09/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi