4. Hukuk Dairesi 2018/5294 E. , 2019/2691 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Davacı ....vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/10/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair verilen 14/12/2017 günlü karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davacı vekilinin ileri sürdüğü tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince esastan reddine dair verilen 08/06/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kasten yaralamadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, 08/07/2009 tarihinde davalı ....in müvekkilini iterek cam kesiğinden dolayı omuzu ve bileğinden yaralanmasına sebebiyet verdiği, müvekkilinin bu yaralanma nedeniyle ameliyat geçirdiğini belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK 60. maddesi gereğince 1 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcının zararın fiilin ve failin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı, olay tarihi ile dava tarihi arasında 5 yılı aşkın bir süre geçtiği, 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, olay tarihinin 08/07/2009 olduğu, eldeki tazminat davasının 30/10/2014 tarihinde açıldığı, ceza mahkemesi tarafından mahkumiyet kararının 02/06/2010 günü davacı tarafa tefhim edildiği, bu nedenle davacı tarafın fiili, faili ve zararı öğrendiği tarihin en son 02/06/2010 olduğu, ceza mahkemesi karar tarihi ile eldeki dava tarihi arasında 4 yıllık uzamış zamanaşımı süresinin dolduğu, İlk derece mahkemesince 1 yıllık süreden bahsedilerek davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi hatalı ise de, sonuç itibarı ile karar yerinde bulunduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Davaya konu olay nedeniyle davacı tarafça .... 2. Aile Mahkemesinin 2014/96 esas ve 2016/324 karar sayılı dosyasında TMK"nun 369. maddesi kapsamında ev başkanının sorumluluğuna dayandırılan ve davalı Murat Deniz’in velisi ... aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, anılan mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/19901 esas ve 2018/6345 karar sayılı 05/06/2018 tarihli ilamı ile . ... Üniversitesi Adli Tıp Anabilimdalı tarafından düzenlenen 13/07/2015 tarihli raporda davacıların çocuğu...’ın olay nedeniyle meslekte kazanma gücü kaybının % 6 olarak belirlendiği, raporun davacılara 14/08/2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihte davacıların beden gücündeki kaybın oranını, yani zararın kapsamını ve yaralanmadan kaynaklanan zararın nihai sonucunu malüliyet raporu ile öğrendikleri ve tazminat istemine ilişkin davanın da öğrenme tarihinden itibaren yeni TBK gereği iki yıllık süre içerisinde açıldığı gözetilerek, davalının zamanaşımı def’inin reddi ile davanın esasının incelenmesi gerekir gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır.
Şu halde; aynı olay nedeniyle ... 2. Aile Mahkemesinin 2014/96 esas ve 2016/324 karar sayılı dosyasında alınan maluliyete ilişkin raporun davacı tarafa tebliğ tarihi 14/08/2015 itibariyle işbu davanın açıldığı tarihte yasal 1 yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle davalının zamanaşımı def’inin reddi ile davanın esasının incelenmesi gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeksizin ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın, Bölge Adliye Mahkemesince ise davacının istinaf başvurusunun reddine hükmedilmesi, usul ve yasaya uygun düşmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.