Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19814
Karar No: 2013/18386
Karar Tarihi: 19.12.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/19814 Esas 2013/18386 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, davacının inşaat firmasından 109 bin Euro karşılığında aldığı dairenin tapusunu alamaması ve ödediği paranın geri alınamaması nedeniyle açılmıştır. Davalı firma, imzaların kendilerine ait olmadığını ve takip sürecinde diğer borçlu firmaların da hesaba katılması gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, davacının ödeme yaptığına dair olumlu görüş bildirmiş ancak paranın şirket hesaplarında görünmemesi nedeniyle davayı reddetmiştir. Temyiz incelemesi sonunda, davacının beyanlarına dayanılarak davalının şirket çalışanı olduğu kabul edilerek ödeme yapıldığı görüşü benimsenmiştir. Yargıtay kararı bozarak, delillerin yanılgılı bir şekilde değerlendirildiğine ve takip sürecinde diğer borçlu firmaların hesaba katılması gerektiğine dikkat çekmiştir. Mahkeme, aksini ispat külfetinin davada olduğuna ve davalının yemin teklif etme hakkı olduğuna vurgu yapmaktadır.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 305, 316, 325; Medeni Yargılama Kanunu'nun 6. madde.
3. Hukuk Dairesi         2013/19814 E.  ,  2013/18386 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması taraf vekilleri tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı .....geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra nevakısın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilmiş, bu kez yeniden gelmekle; belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili dilekçesinde; davacının,....inşaat yapan davalıdan ..... 33 nolu daireyi 06.09.2006 tarihli harici sözleşme ile 109.000 Euro bedelle, 17 nolu daireyi ise 06.03.2008 tarihli harici sözleşme ile 96.000 Euro ödeyerek satın aldığını, bedellere ilişkin 10.09.2006 ve 20.03.2008 tarihli makbuzların mevcut olduğuna, kendisine tapunun verilmediğini, en son dava dışı şirket yetkilisi....ın tapuyu da, parayı da vermeyeceğini söylemesi üzerine ödenen 205.000 Euro’nun tahsili için ilansız takibe geçildiğini belirterek, davalının takibe itirazının iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevabında, 96.000 Euro bedelli olan dışındaki belgenin gerçeği yansıtmadığını, imzanın davalı firma yetkililerine veya firma ile ilgili kişilere ait olmadığını, takipte 3 borçlu bulunduğu halde işbu davanın sadece kendilerine yöneltildiğini, takipte 96.000 Euro’luk kısım yönünden davalı firmanın itirazı bulunmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davacının 109.000 Euro’yu ödediğine dair olumlu kanaat oluştuğu, ancak davalıların belge altındaki imzayı kabul etmediği, davacının da imza incelemesi talep etmediği, davacının duruşmada 109.000 Euro’yu ülkeye elden soktuğunu, bankadan çekmediğini belirttiği, her ne kadar mahkemede 109.000 Euro’nun ödendiği yönünde bir kanaat oluşsa da paranın davalı şirkete verildiğinin tereddüde mahal vermeyecek şekilde ispatlanamadığı, şirket hesaplarında bu paranın görülmediği (şirket defterleri usulüne uygun olmasa da) gerekçe gösterilerek 109.000 Euro yönünde davanın reddine, takibe itirazın kısmen kabulü ile (96.000 Euro yönünden) 203.261 TL üzerinden takibin devamına, %40 inkar tazminatına hükmedilmiştir.
    ....


    Hükmü taraf vekilleri temyiz etmektedirler.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Somut olayda; 16.09.2011 tarihli celsede davacı asil, “109.000 Euro’yu şirket yetkilisi olan dava dışı .... kardeşi olan .... elden verildiğini, kendi önünde belgede bulunan miktar ve tarih kısmını ve adrese ilişkin kısımlar ile yazılı kısımları ve ödemeyi alan kısmı yanına ....’in yazdığını, daha sonra kapalı bölmeye geçtiğini ve belgeyi kendisine getirdiğini, dolayısıyla imzanın .... ait olup olmadığı ile ilgili bilgisi olmadığını” beyan etmiştir.
    Aynı celsede beyanı alınan ....ise; “davacıyı tanımadığını, bankadan para çekip getirmek için kendisinden makbuz istediğini, kendisinin de makbuzu yazdığını, imzalamadan davacıya verdiğini, makbuzun altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, ancak diğer kısımlardaki yazıları kendisinin yazdığını bildirmiştir.
    109.000 Euro alındığına ilişkin para makbuzu 10.09.2006 tarihli olup, ödemeyi yapanın (davacı) adı ....yazılarak, ödemeyi alanın ise dava dışı “....” adı yazılarak belirtildiği ve 109.000 TL bedelin yazılı olduğu, kaşe bulunmaksızın imzalandığı anlaşılmaktadır.
    Dosyada mevcut 17.11.2011 tarihli .... cevabı yazısında 10.09.2006 tarihinde ...’in davalı şirket çalışanı olduğu bildirilmiştir. .... 109.000 Euro alındığına ilişkin makbuzu kendisinin tanzim ettiği yönündeki beyanı gereğince, ....cevabi yazısına göre şirket çalışanı olması karşısında, 109.000 Euro’nun şirket adına alındığı kabul edilerek, aksini ispat külfetinin MK 6.md gereğince davalı üzerinde bulunmakla ve davalı tarafça cevap dilekçesinde sair deliller denilmek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davalının davacıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemede 109.000 Euro’nun ödendiği yönünde kanaat hasıl olduğu ve davalı şirket çalışanı olduğu kabul edilen.... makbuz düzenlediği mahkemece kabul edildiği halde, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine

    ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    .....

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi