Esas No: 2022/18086
Karar No: 2022/3797
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/18086 Esas 2022/3797 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2022/18086 E. , 2022/3797 K."İçtihat Metni"
İlk Derece Mahkemesi : Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelenip gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 16.03.2022 tarihli ve 16-2021/146582 sayılı yazısında özetle;
"a-)Maddi hata bakımından;
İlam başlık ve içeriğinde, sanık “E...”nın isim ve soy isminin “...”, sanık ...’ın soy isminin ise “...” olarak yazılmak suretiyle maddi hata yapıldığının tespit edildiğini, ayrıca anılan sanıklara ait nüfus kayıtlarının incelenmesinde tebliğname tarihinden sonra, Yargıtay ilam tarihinden önce sanık...’nın adının, Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/147-2020/129 sayılı ve 23.07.2020 kesinleşme tarihli kararına istinaden “...” iken “...” olarak düzeltildiği, 02.04.2021 tarihinde evlenmesi nedeniyle de soyadının “Karadağ” olarak tescil edildiğinin belirlendiği,
B-)Sanıklar ... ile ... (...) ... hakkında ise esas yönünden;
1-Sanık ... hakkında;
Sanığın vekaletnameli avukatının 28.02.2020 tarihinde bölge adliye mahkemesi kararının tebliği istemini de içerir süre tutum dilekçesi verdiği, gerekçeli kararın 27.02.2020 tarihinde tebliğine dair belgenin incelenmesinde, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2014/30652 - 2016/8949 ve Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2015/26382 - 2020/585 sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere tebliğin, 7201 sayılı Kanunun 21, 23 ve Yönetmeliğin 29, 30 ve 31 maddesi hükümlerine göre usulüne uygun bir tebliğ olarak kabul edilemeyeceğini, sanık müdafilerinin temyizine istinaden düzenlenen Tebliğname ise CMK'nın 297. maddesi uyarınca vekil avukat yerine zorunlu müdafiye tebliğ edildiğini, bu kapsamda;
Sanığın vekil avukatını azlettiğine veya vekilin istifa ettiğine dair bir bilgi ve belge bulunmaması, vekaletname ibrazı ile başlayan vekalet ilişkisinin devam ettiğinin anlaşılması karşısında, vekalet ilişkisi ortadan kalkan zorunlu müdafinin temyiz başvurusunun reddinin gerekeceği, ancak, bu husus, 5271 sayılı Kanunun 308/1. maddesi uyarınca sanık aleyhine sonuç doğuracağından itiraznameye konu edilemediğini, oluşan durum itibarıyla Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarınca 11.10.2021 tarihinde karardan haberdar olduğu kabul olunan vekil avukatın 14.10.2021 tarihli temyiz başvurusu ile sanık zorunlu müdafiinin temyiz başvurusu üzerine inceleme yapılarak bir karar verilmesi zorunluluğu nedeniyle sanık lehine 5271 sayılı Kanunun 308. maddesi uyarınca itiraz olağanüstü kanun yoluna başvurulması gerektiğini, sanık ...’ın temyiz aşamasında sunduğu kabul olunacak 23.09.2021 tarih ve “Etkin pişmanlık beyanımın sunulması” konulu dilekçesinde, bir kısım bilgiler de vermek suretiyle etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirtmesi nedeniyle, duruşmada hazır edilerek beyanlarının alınıp, gerekirse kollukta teşhis işlemi de yaptırılmak suretiyle vereceği bilgilerin örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun faydalı bilgiler olup olmadığı eldeki bilgiler ile örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre hakkında 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması karşısında, hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiğini,
2-Sanık ... (...) ... hakkında;
Somut olayda;
Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma kapsamında 13.04.2018 tarihinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne ait olduğu tespitiyle 17 ayrı adrese düzenlenen operasyonda, 12 no’lu örgüt evi olarak gösterilen ..." adresindeki evde ... ve... ile birlikte yakalanarak gözaltına alınan sanık hakkında yapılan soruşturma ve kovuşturma sonucunda, örgüte ait olduğu kabul olunan evde ikamet etmesi nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyet kararı verildiğini,
Mahkemenin genel kabulünde, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında örgüt tarafından oluşturulan ve örgüt ile bağlantısı olmayanların kalamayacağı örgüt evlerinde kalmanın dahi tek başına örgüt üyeliği için aranan kriterleri karşıladığının kabul edildiğini,
Mahkemenin genel kabulünde isabetsizlik görülmemiş olmakla birlikte, dosya kapsamındaki deliller itibarıyla sanığın da kaldığı "12 no'lu ikametin örgüt evi olduğu" olgusunun değerlendirilmesi gerektiğini,
Yapılan soruşturma ve kovuşturma sonucunda, sanığın kaldığı/yakalandığı evin, Konya ilindeki öğrencileri evlere yerleştirme ve ilgilenme görevleri olduğu tespit edilen dosya sanıkları ... ve ...’ın organizasyonunda tutulduğuna, bir araya gelindiğine veya ev ile ilgilendiklerine dair delil elde edilemediğini, karar gerekçesinde de bu hususun “bahse konu örgüte ait olduğu değerlendirilen ikamet ile ilgili olarak terör örgütü yapılanması içerisinde mutlaka bir Bölge Talebe Mesulünün bu ikametten sorumlu olarak görev yapıyor olduğu ancak evden gözaltına alınan sanıkların alınan ifadelerinde bu hususa ilişkin olarak herhangi bir beyanlarının bulunmadıkları” şeklinde izah edildiği ve evin örgüt evi olduğu kabulünün sanığın ev arkadaşlarının örgüt bağına dayandırıldığını, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmış olanlar dahil, sanığın ev arkadaşları dışındaki diğer sanıkların beyanlarında ve etkin pişmanlıktan faydalanmış olup, yargılamada tanık sıfatıyla dinlenen başka dosya sanıklarının beyanlarında sanığın adının geçmediği, öğrenci olan sanığın en son babası tarafından 21.04.2015 tarihinde beyan edilen Başakşehir/İstanbul mernis adresini Konya iline aldırmamasının aleyhe delil kabul edilemeyeceğini, bulundukları süre boyunca mernis adreslerini Konya iline aldırmayan ev arkadaşlarının, hiç bir neden yokken birlikte hareket ederek 09.12.2016 ve 02.11.2016 tarihlerinde Denizli ve Sakarya iline mernis adreslerini aldırmış olduklarına dair tespit itibarıyla, sanık ...'in böyle bir eyleminin olmamasının lehine değerlendirilebileceğini,
Sonuç itibariyle, yakalandığı evin örgüt mensuplarınca oluşturulmuş veya denetlenen bir örgüt evi olduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığını, içeriğinin tespit edilememiş olması nedeniyle örgütsel amaçla kullandığı ispat olunamayan ve kendi beyanı ile tespit olunduğu üzere "Kakao Talk" isimli haberleşme programını 2014-2015 yıllarında kullanmak ve dijital materyallerinde örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'e ait fotoğraflar bulundurmaktan ibaret, konumu itibariyle sempati ve iltisak boyutunu aşmayan eylemlerinin ise atılı suçu oluşturmayacağı anlaşılan sanık hakkında; İçişleri Bakanlığı KOM Daire Başkanlığı ile TEM Daire Başkanlığı nezdindeki tanık beyanlarını içerir veri bankası ile ByLock veri havuzu içeriğinde ve UYAP örgütlü suçlar bilgi bankasında ifade yahut bilgi belge bulunup bulunmadığı araştırılıp ilgili birimden onaylı örneklerinin temin edilerek varsa beyan sahiplerinin tanık sıfatıyla dinlenilmesi sonrasında, hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile verilen mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verilmesinin hukuka aykırılık oluşturduğunu;
Açıklanan nedenlerle yüksek daire kararına karşı sanık lehine 5271 sayılı Kanunun 308. maddesi uyarınca itiraz olağanüstü kanun yoluna başvurulduğunu.'' belirterek kararın düzeltilmesi için itirazda bulunduğu anlaşılmakla;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde;
1)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanıklar ... ... ve ... yönünden yapmış olduğu maddi hatanın düzeltilmesi yönündeki itirazın incelenmesinde;
Karar başlığı ve içeriğinde sanık ...'ın soyadının "..." olarak yazıldığı, diğer sanık ...'ın ad ve soyadının ise "..." olarak yazıldığı, nüfus kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre itirazın yerinde olduğu görülmüş ve kabulü gerekmiştir.
2)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanıklar ... ve ... (...) ... yönünden esasa ilişkin yapılan incelemesinde;
a-)Sanık ... yönünden;
Dosya kapsamının incelemesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "gerekçeli kararın tebliğine ilişkin" usule ilişkin itirazları kabul edilse bile, soruşturma aşamasında sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek örgüt hakkında bir kısım bilgiler verdiği, kovuşturma aşamasında ise beyanlarından döndüğü, bu sebeple ilk derece mahkemesince etkin pişmanlık hükümlerinin sanık lehine uygulanamayacağının belirtildiği, 23.09.2021 tarihli etkin pişmanlık dilekçesinde ise sadece isimleri belirttiği, soyadı bilgisi vermediği, belirttiği isimlerin bu kişilerin gerçek adı veya kod adı olduğu anlaşılamadığı gibi bu kişilerin kimlik bilgilerinin açık bir şekilde tespitini mümkün kılacak nitelikte bilgiler vermediği, verdiği bilgilerin örgüt içerisindeki konumu ile uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli olmadığı kanaatine varılarak itirazın reddine karar verilmesi kanaatine varılmıştır.
b-)Sanık ... (...) ... yönünden;
Sanığın yakalandığı "..." adresinin gaybubet evi olarak değerlendirildiği, sanığın 2013 yılından beri Konya ilinde ikamet etmesine rağmen 21.04.2015 tarihinde ikametini Başakşehir/İstanbul adresine aldırdığı, savunmalarında 2016 yılında ev arkadaşlarının mezun olması sebebiyle bu tarihten sonra Kredi ve Yurtlar Kurumununda kalmaya başladığı, burada yaklaşık 2 ay kadar kaldığını belirtmesine rağmen yurt idare ve işletme dairesi başkanlığının 08.01.2019 tarihli yazısında sanığın herhangi bir yurt kaydının olmamasının belirtilmesi karşısında, sanığın örgüt ile bağını gizlemeye çalıştığı yönündeki mahkeme gerekçesinin yerinde olduğu anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmesi kanaatine ulaşılmıştır.
KARAR:
A)Sanıklar ... ve ... (...) ... yönünden yapılan incelemede;
I-)Sanık ...'ın soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümleri kapsamında beyanda bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise hazırlık aşamasındaki beyanlarından döndüğü, mahkemece "sanığın savunmalarında yukarıda anlatıldığı üzere örgüt ile olan bağına yönelik olarak kısmen ikrarlarda bulunmasına rağmen duruşmada bu beyanlarını inkar ettiği" gerekçesi ile sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmadığı, sanığın 23.09.2021 tarihli dilekçesinde 3 kişinin ismini verdiği, verdiği isimlerin bu haliyle tespitinin mümkün olmadığı,
II-)Sanık ... (...) ... yönünden ilk derece mahkemesince sanığın yakalandığı ".... adresinin gaybubet evi olarak değerlendirildiği, sanığın 2013 yılından beri Konya ilinde ikamet etmesine rağmen 21.04.2015 tarihinde ikametini Başakşehir/İstanbul adresine aldırdığı, savunmalarında 2016 yılında ev arkadaşlarının mezun olması sebebiyle bu tarihten sonra kredi ve yurtlar kurumununda kalmaya başladığı, burada yaklaşık 2 ay kadar kaldığını belirtmesine rağmen yurt idare ve işletme dairesi başkanlığının 08.01.2019 tarihli yazısında sanığın herhangi bir yurt kaydının olmamasının belirtilmesi karşısında, sanığın örgüt ile bağını gizlemeye çalıştığı yönündeki mahkeme gerekçesinin yerinde olduğu anlaşıldığından her iki sanık yönünden de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanıklar yönünden İTİRAZININ REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE
B)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanıklar ... ve ... yönünden maddi hatalara ilişkin itirazının KABULÜNE,
Dairemizin 28.06.2021 tarih ve 2020/3324 – 2021/4627 karar sayılı ilamının diğer yönleri aynı kalmak kaydıyla,
Karar başlığı ve hükmün diğer kısımlarından "... ..." ibaresi çıkartılarak yerine "..." ve "..." ibaresi çıkartılarak yerine "..." ibarelerinin eklenmesine, 20.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.