17. Hukuk Dairesi 2014/5096 E. , 2015/12234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının yaya olarak bulunduğu halde, davacının sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu davacının yaralandığını, taraflar arasında 10/05/2009 tarihinde ibraname düzenlendiğini, bu ibranameye göre davalının davacıya 5.000,00-TL ödemeyi taahhüt ettiğini, ibranamenin imzalandığı tarihte davalının davacıya 4.000,00-TL ödeme yaptığını, ancak 1.000,00-TL"yi müvekkiline ödemediğini, manevi tazminat talebinin 25.000,00-TL olduğunu, davalıdan alınan 4.000,00-TL"nin mahsubu ile 21.000,00-TL manevi tazminat ile kaza sonrası tedavi masrafları için harcanan giderler için 1.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili, 02.01.2012 tarihli açıklama dilekçesi ile davacının kaza tarihi itibariyle kasiyer olarak görev yaptığını, gelecek vaad eden bir şahıs olması sebebiyle çalışmış olduğu işyerinin kendisini kişisel gelişim kurslarına göndererek otel müdürü sınıfına geçmesini sağlamaya çalıştığını ancak kaza sebebiyle davacının otel müdürlüğünü sıfatını 1.5 yıl geç kazanmış olması nedeniyle müdürlük sıfatıyla elde edeceği kardanda mahrum kaldığını, maddi tazminat belirlenirken bu hususun ve sürekli kullanılmak zorunda kalınan ilaç masraflarının dikkate alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, müvekkilinin davacıya farklı tarihlerde 4.000,00-TL ve 1.000,00-TL olmak üzere toplamda 5.000,00-TL ödemede bulunduğunu, davacının aldığı bu para karşılığı davalıdan maddi ve manevi zarar talep etmeyeceğine dair ibraname
verdiğini, davacının SSK"lı çalışan olduğu için kullanması gereken ilaçları sigortanın karşılayacağını, bu sebeple maddi zararın söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın sübut bulmadığından reddine,karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davacıya ödeme yapılarak ibra edildiğini savunmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi hükmü “Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir” şeklindedir.
Taraflar arasında düzenlenen ibraname tarihi ile dava tarihi dikkate alındığında yasada belirtilen 2 yıllık sürenin dolmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- “Cismani Zarar ...” başlığı altında düzenlenen 818 sayılı Borçlar Kanununun 46. maddesinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Bedensel Zarar madde 54), bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması
gerekmektedir. Eldeki davada, ... Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen raporda davacının 45 güne kadar iyileşeceği bildirilmiş ise de mahkemece yukarıda anlatılan şekilde bir maluliyet araştırması yapılmamıştır. O halde, mahkemece Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet (geçici ve sürekli) derecesi ve oranının, iyileşme süresinin belirlenmesi amacıyla rapor alınıp sonucuna göre maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
4- Beden ve ruh tamlığının ihlali ekonomik geleceğin sarsılması, zorlaşmasına neden olabilir. Yaralanma, mesleğinde ilerlemesine engel ve dolayısı ile ekonomik geleceğinin sarsılmasına neden olmuşsa davalı bu yüzden doğacak olan zararlardan sorumlu olacaktır. Haksız fiil sonucu davacının iktisadi geleceğinin sarsıldığı kanısına varıldığında ileride doğacak mahrumiyetlere karşılık hakim tarafından 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 42. maddesinin 11. fıkrasına göne “halin mutat cereyanın ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak “hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedilmelidir.
Somut olayda, davacı vekili tarafından,kaza tarihi itibariyle davacının kasiyer olarak görev yaptığı,gelecek vaad eden bir şahıs olması sebebiyle çalışmış olduğu işyerinin, davacıyı kişisel gelişim kurslarına göndererek otel müdürü sınıfına geçmesini sağlamaya çalıştığını ancak kazanın olması nedeniyle otel müdürü sıfatını 1.5 yıl geç kazandığını ve müdürlük sıfatıyla elde edeceği kardan da mahrum kaldığının belirtilmesi karşısında yukarıda 3) numaralı bentte açıklanan maluliyet raporu alındıktan sonra, iktisadi geleceğinin sarsılıp sarsılmadığı, davacının beyanı karşısında değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2), 3)ve 4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.