17. Hukuk Dairesi 2019/4063 E. , 2020/3399 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacıya ait olup davalı sigortacı tarafından trafik sigortalı otobüsün yaptığı kazada ölen 3.kişinin yakınları tarafından açılan dava nedeniyle davacının 224.858,00 TL. tazminat ve fer"ilerini ödemek zorunda kaldığını, davalının poliçe gereği zarardan sorumlu olduğunu belirterek, ödedikleri bedelin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptalini ve % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 200.408,00 TL. üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına; bu miktara takipten itibaren yasal faiz uygulanmasına; alacağın % 20"sine isabet eden 40.081,60 TL. icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un geçici 1.maddesi gereği, kanunun yürürlük tarihinden önce açılan davaların, açıldığı mahkemelerde görülmeye devam edileceği hükmü ve eldeki davanın tarihi dikkate alındığında,
mahkemenin davada görevli olmasına; dava dışı 3.kişinin zararından davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olan davacının ödediği bedeli, davalı ile aralarındaki poliçe hükümleri gereği rücuen talep etmekte haklı olduğuna ilişkin mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, araç işleteni sıfatıyla dava dışı 3.kişiye ödeme yapan davacının ödediği bedelin, aracın trafik sigortacısı olan davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının dava dışı 3.kişiye ödediği ve sigortacısı olan davalıya rücu edebileceği tazminatın üst sınırını, davacının ödediği bedel oluşturmakta ise de; davacı tarafından ödenen bedelin yerinde olup olmadığı hususunun denetlenmesi, bu denetlemenin sağlanması bakımından da konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerekmektedir. Mahkeme tarafından bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınmadığı; hükme esas alınan 29.06.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmadan (kesinleşen İş Mahkemesi dosyasında alınan raporla tazminatın hesaplandığı gerekçesiyle), sadece davalının poliçesindeki bakiye limite göre sorumlu olacağı tazminat ve fer"ileri için oranlama yapılmak suretiyle belirlemeye gidildiği görülmektedir.
Mahkemenin benimsediği raporda tazminat hesaplaması yapılmamasına gerekçe kabul edilen İş Mahkemesi dosyasındaki tazminat hesap raporu dosya içinde bulunmamakla birlikte; İş Mahkemeleri tarafından alınan tazminat raporlarının TRH 2010 Tablosu"na göre düzenlendiği ve Dairemizin yerleşik uygulamalarındaki ilkelere uygun olmadığı da dikkate alındığında, tazminat hesap raporu alınmadan karar verilmesi doğru değildir.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; davacının dava dışı 3.kişiye ödediği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının yerinde olup olmadığının denetlenmesi bakımından, konusunda uzman aktüerya bilirkişisinden, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1989/4-586 Esas- 1990/199 sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak desteğin ve hak sahiplerinin muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; desteğin muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto
edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması ilkelerini de gözeten, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; davacı ödemesinin dayanağı hükmün verildiği Ankara 7. İş Mahkemesi"nin 2010/207 Esas sayılı dosyasında davalı sigorta şirketinin taraf olmadığı; davalının ölenin hak sahiplerine yaptığı kısmi ödeme nedeniyle limitini kısmen tükettiği ve limitiyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu olan davalının sorumlu olduğu miktarların hesaplanması için bilirkişi incelemesinin gerekli olduğu dikkate alındığında, alacak likit olmadığından davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğinin gözetilmemiş olması da doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 15/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.