22. Hukuk Dairesi 2013/36229 E. , 2015/10788 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, emeklilik sebebi ile iş sözleşmesini sona erdirdiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, ..., davacının kendi işyerinden 30.01.2000 tarihinde ayrıldığından sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacının emeklilik sebebi ile değil başka işyerinde çalışmak için ayrıldığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
Somut olayda davacının imzasını içeren ücret bordrolarının bir kısmında yıllık izinlerin günleri de beliritlerek kullanıldığı açıklanmıştır Mahkemece bu imzalar davacıya gösterilerek kendisine ait olup olmadıkları usulünce tespit edildikten sonra yıllık izin ücreti isteğinin yeniden değerlendirilmesi gerekir.
-
3-4857 sayılı İş Kanunu"nun 6. maddesine göre, devralan işveren devir anında doğmuş bulunan borçlardan sorumlu olup, devreden işveren de doğmuş olan borçlardan 2 yıl süreyle sorumluluğu söz konusu olur. Devir, iş sözleşmesinin feshi niteliğinde olmadığından iş yerinin devredildiği tarih itibarıyla yıllık izin ücretine hak kazanılamaz. Devir anında kullanılmamış olan yıllık izinlerin devralan işverence iş ilişkisinin devamı süresince kullandırılması mümkün olup bu borç olduğu gibi devralan işverene geçmektedir. Böylece yıllık izin ücretinden devralan işverenin tek başına sorumluluğuna gidilmesi gerekir.
Dosya kapsamına göre kardeş olan davalıların babalarından kalan iş yerini 2000 yılına kadar ortak olarak birlikte işletikleri, bu yıldan sonra işyerini fiilen ikiye bölerek kendi nam ve hesaplarına bağımsız olarak ayrı ayrı çalıştırmaya devam ettikleri, davacının da 2000 yılına kadar her iki davalı yanında bu yıldan sonra ise davalı ..."e ait iş yerinde iş sözleşmesinin feshine kadar çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının son işvereni davalı ... olup, yıllık izin ücretinin tümünden davalı ..."in sorumluluğu yerine her iki davalının birlikte sorumlu olduklarına karar verilmesi hatalı olmuştur
4-4857 sayılı Kanun"un 120. maddesi yollamasıyla yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin 4. bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan bent uyarınca fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandık hükümlerine göre yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması gerekir. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar ve faiz başlangıcı da bu tarih olarak esas alınmalıdır.
Davacı işyerinden emeklilik nedeniyle ayrıldığını ileri sürmüş olup kayıtlarına göre de davacının fesih tarihi itibaryle yaş hariç diğer aylık bağlanma şartlarını taşıdığı anlaşılmıştır. Davacının emeklilik şartlarını sağladığına dair Kurumdan aldığı bir yazı bulunmadığından, kıdem tazminatına ilişkin faizin dava tarihinden yürütülmesine karar verilmesi gerekir.
Sonuç :Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi