Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/10601 Esas 2020/576 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/10601
Karar No: 2020/576
Karar Tarihi: 21.01.2020

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/10601 Esas 2020/576 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine karar verilmiştir. Sanık, kendisini kardeşi olarak tanıtarak gerçekte eşi olan kişi adına olan 6.500 TL bedelli çeki keşide etmiş ve daha sonra çekin bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Sanık savunmasında, çeki kendisinin keşide ettiğini ancak eşi adına çek düzenleme yetkisi olduğunu ve gerçekte çek keşidecisinin kardeşi olduğunu belirtmiştir. Ancak yapılan incelemede, sanığın nüfus kaydındaki ölüm kaydının iptaline ve sağ olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararda, TCK’nın 158/1-f, 62 ve 53. maddeleri gereğince sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan ve TCK’nın 204/1, 62 ve 53. maddeleri gereğince resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
Açıklama:
- TCK’nın 158/1-f maddesi, nitelikli dolandırıcılığı suç olarak tanımlamaktadır.
- TCK’nın 62. maddesi, suçun işlenmesinde kastın varlığını, TCK’nın 53. maddesi de suçun cezalandırılmasını düzenlemektedir.
- TCK’nın 204/1 maddesi ise, resmi belgede sahtecilik suçunu düzenlemektedir.
15. Ceza Dairesi         2017/10601 E.  ,  2020/576 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 1-TCK’nın 158/1-f, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
    2-TCK’nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, O yer Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Suç tarihinin 07/09/2008 tarihi olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında 25/01/2005 olarak hatalı yazılmış ise de, bu hususun mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
    Sanığın, kardeşi olan...in sağlık güvencesi bulunmaması nedeniyle kendi kimliği ile tedavi gördüğü hastanede vefat etmesi neticesinde sanığın gerçek kimliği üzerinden ölü kaydı düşülmesi üzerine sanığın da kendisini kardeşi ... olarak tanıtarak gerçekte eşi olan ... adına olan suça konu 6.500 TL bedelli çeki keşide ederek ...isimli şirkete alışveriş karşılığında verdiği, daha sonra çekin bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığı, sanığın bu şekilde atılı suçları işlediği iddia olunan olayda;
    ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.06.2010 tarih ve 2010/217-334 sayılı kararından, davalı ..."nun halen sağ olduğu, kardeşi ..."in rahatsızlığı nedeniyle hastaneye yattığı ve ..."in sosyal güvencesinden yararlandığı, ..."in tedavi gördüğü sırada ölmesi üzerine hastane görevlileri tarafından belgelere göre ..."in ölüm raporunun düzenlendiği ve ..."in nüfus kaydına ölü şerhinin verildiği anlaşıldığından, sanık ..."nun nüfus kaydındaki ölüm kaydının iptaline, bu kişinin sağ olduğunun tespitine karar verildiği gözetilerek yapılan incelemede;
    Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmasında, suça konu çeki kendisinin keşide ederek ticari alışveriş karşılığında katılan şirket yetkilisine verdiği eşi ... adına çek düzenleme yetkisinin bulunduğunu savunması, yine banka tarafından ve sanık tarafından dosyaya sunulan 24/08/2006 tarihli vekaletname ile çekin keşidecisi olan ... tarafından sanığın gerçekte kardeşi olan ... adına çek keşide etme yetkisini de içeren vekaletname vermesi ayrıca suça konu çek yönünden imza inkarı bulunmayıp alacaklı şirkete ödeme yapıldığına dair 28/07/2009 tarihli tahsilat belgesi sunmuş olması ayrıca davanın mükerrir olduğunu savunması karşısında, UYAP kayıtlarından yapılan incelemede sanık ... ve eşi olan ... hakkında ... 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/352 esas, 2014/69 karar sayılı dava dosyasında katılan ... olup ona yönelik 11 adet çek kullanıldığının iddia edilmesi nedeniyle dava dosyasının getirtilip incelenerek davaların birleştirilme yönünün düşünülmesi, birleştirilememesi halinde ise ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren bilgi-belgelerin onaylı örneklerinin alınması, davaların mükerer olup olmadığı veya tesülsülün kapsamında kalıp kalmadıkları da tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
    Kanuna aykırı olup, O yer Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 21/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.