Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6972 Esas 2019/1639 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/6972
Karar No: 2019/1639
Karar Tarihi: 19.02.2019

Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6972 Esas 2019/1639 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık hakkında 2009 yılında sahte fatura düzenleme suçundan mahkumiyet kararı verilmiş ancak zincirleme suç oluşturduğu göz önünde bulundurulmadan TCK’nin 43. maddesi uygulanmamıştır. Ayrıca, sahte fatura kullanma ve düzenleme suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız olduğu gözetilmeden sadece düzenleme suçundan hüküm kurulmuştur. Bu nedenlerle karar bozulmuştur.
Ayrıca, sanık defter ve belgeleri ibraz etmeme suçundan da mahkum olmuştur ancak suçun oluşabilmesi için gereken şartların göz ardı edilerek yanlış gerekçe kullanılmıştır. Suç tarihi yanlış yazılmış ve TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kanun Maddeleri: TCK'nin 43. ve 53. maddeleri, Vergi Usul Kanunu'nun 224 ve 225. maddeleri, 5237 Sayılı TCK'in 53. maddesi, 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 322. maddeleri.
11. Ceza Dairesi         2016/6972 E.  ,  2019/1639 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    A) 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
    Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme fiilinin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanık hakkında TCK’nin 43. maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamış; gerekçeli karar başlığında “2009 yılı” şeklinde eksik gösterilen suç tarihinin, Mahkeme tarafından “09.06.2009” olarak düzeltilmesi mümkün görülmüş; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    Kars Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 25.01.2012 tarih ve 2012/88 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenlenme suçundan kamu davası açıldığı, “sahte fatura kullanma” ve “sahte fatura düzenleme" suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden, sahte fatura düzenleme ve kullanma suçundan hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talebi bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının A-1. sırasında yer alan paragraftan “ve kullanma” ibaresinin çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    B) Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
    1. Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun oluşabilmesi için, “...varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olan” defter ve belgelerin, saklama zorunluluğu olan 5 yıllık süre içerisinde usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen vergi incelemesi için yetkili memura ibraz edilmemesinin gerektiği gözetilmeden, “ .... Vergi Usul Kanunu"nun 224. ve 225. Maddeleri uyarınca tutması gereken kanuni defterleri tutmayarak ve ibraz mükellefiyeti bulunan tasdik makamlarına onaylatılması gereken kanuni defterlerini tasdik ettirmeyerek üzerine atılı defter belgeleri ibraz etmeme suçunu işlediği” şeklindeki isabetsiz gerekçeyle mahkûmiyet hükmü kurulması,
    2- Sanığın defter ve belgeleri gizleme suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda; somut olarak gerekçeleri açıklanmadan “suçun işleniş biçimi, sanığın kastı” şeklinde bir kısım yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilip, sadece 2009 takvim yılına ilişkin defter ve belgelerin ibrazı istendiği hâlde “belge ibraz edilmeyen yılların sayısı” şeklindeki gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılması,
    3- Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunda suç tarihinin, defter ve belgelerin ibrazına ilişkin istem yazısının tebliğ edilmesinden itibaren, ibraz için verilen sürenin bitimini izleyen tarih olduğu; defter ve belge isteme yazısının 24.05.2011 tarihinde tebliğ edildiği ve ibraz için 15 günlük süre verildiği gözetilmeden, “09.06.2011” olan suç tarihinin gerekçeli kararda “17.10.2011” olarak yanlış gösterilmesi,
    4- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
    19.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.