Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10129
Karar No: 2022/2548
Karar Tarihi: 21.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/10129 Esas 2022/2548 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı olan kişi, çekişmeli taşınmazı satın aldığından beri, davanın dışında kalmasına rağmen bir orman olarak kabul edilmekteydi. Bu nedenle, davacı idare tarafından dava açıldı ve taşınmazın orman olarak tescil edilmesi istendi. Mahkeme, daha önce alınan bir karar nedeniyle davanın reddine karar verdi, ancak temyiz sonucu, kararın yanlış olduğu belirtildi. Mahkeme, orman tahdidine ilişkin belgelerin getirtilmemesi ve taşınmazın konumunun belirlenememesi nedeniyle kararı bozdu ve yeni bir bilirkişi keşfi talep edildi. Karar, 6100 sayılı HMK'nın 373/1. Maddesi uyarınca kaldırıldı ve karar bozuldu.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 373/1. Maddesi, temyiz incelemesi sonucunda kararın bozulması halinde davanın yeniden görülmesi gerektiğini belirtir.
8. Hukuk Dairesi         2021/10129 E.  ,  2022/2548 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
    MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı ... İdaresi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı ... İdaresi vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    1956 yılındaki tapulama sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi 119 parsel, 60375 metrekare yüzölçümü ve tarla vasfıyla dava dışı kişi adına tespit edilmiş, Orman İdaresinin çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek itirazda bulunması üzerine ... Arazi Kadastro Mahkemesinin 1956/1361 Esas,1958/49 Karar sayılı ilamı ile davanın reddi ile taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiştir. Taşınmaz bilahare davalıya satılmıştır. Davacı ... İdaresi çekişmeli taşınmazın 1995 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında orman sınırları içerisinde kaldığını ve bu durumun kesinleştiğini belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, daha önce ... Arazi Kadastro Mahkemesinin 1956/1361 Esas1958/49 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğinden İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirilerek kesin hüküm gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi davanın reddedilmesine konu gerekçe de doğru değildir. Şöyle ki öncelikle davacı ... İdaresi çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığını belirterek dava açmış olduğuna göre dava sebebi aynı olmadığından ... Arazi Kadastro Mahkemesi kararı taraflar aynı olsa da kesin hüküm oluşturmaz; bu nedenle dava konusu taşınmazın kesinleşen orman tahdidine göre konumunun belirlenmesi gerekir. Ancak Mahkemece orman tahdidine ilişkin belgeler getirtilmemiş, taşınmazın orman tahdidine göre konumu gösterilmemiştir. Orman İdaresinin orman iddiası ile açtığı bu davanın kesinleşen orman kadastro harita ve tutanaklarının uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekir. ... Arazi Kadastro Mahkemesinin 1956/1285 Esas,1957/644 Karar sayılı ilamı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenmiş ise de bu karar Orman kadastro komisyonu çalışmaları sırasında her nasılsa uygulanmamış, ancak ilgililer buna karşı yasanın öngördüğü süre içerisinde orman kadastrosuna itiraz davası açmadığından tahdit kesinleşmiştir. Bir yerin orman olmadığı konusunda kesin hüküm bulunması orman tahdidinin kendiliğinden geçersiz olduğu sonucunu doğurmaz. Bir yanlışlık varsa süresinde açılacak bir dava ile bu durumun düzeltilmesi gerekmektedir. Davalı tarafından bu yönde bir dava açılmamıştır.
    Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği dosyaya getirtilerek; önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi kurulu ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliyesi Mahkemesi kararının, 6100 sayılı HMK'un 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın gereği için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine 21.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi