Esas No: 2021/21873
Karar No: 2022/6230
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/21873 Esas 2022/6230 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/21873 E. , 2022/6230 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
CMK’nun 231/11. madde ve fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkemenin hükmü açıklayacağı belirtilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07.03.2017 tarih ve 2015/8-268 Esas – 2017/124 Karar sayılı; 17.01.2017 tarih ve 2015/15-536 Esas-2017/14 Karar sayılı; 01.03.2016 tarihli ve 2015/3-599 Esas- 2016/99 sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayacaktır. Kararın kesinleşmesi yoklukta verilenlerin yöntemince tebliğinden, huzurda verilenlerin de usulünce tefhiminden itibaren yasada öngörülen sürede kanun yoluna başvurulmaması ya da başvurulup reddedilmesi durumunda mümkün olacaktır. Bu açıklamalar ışığında, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması için öncelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmemiş ise, denetim süresi başlamayacak ve sanığın denetim süresi içinde suç işlediğinden de bahsedilemeyecektir.
Sanık hakkında 25.09.2011-19.01.2012 tarihinde işlediği firar suçundan açılan kamu davasının (Kapatılan) ... Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde yapılan yargılaması sonucunda, 10.04.2013 tarih ve 2013/638 Esas – 2013/157 Karar sayılı kararıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın yüzüne karşı verilen bu kararda itiraz süresinin "tebliğden" itibaren başlayacağına yer verilmek suretiyle sanığın yanıltıldığı ve kararın da sanığa tebliğ edilmeksizin 10.05.2013 tarihinde taraflarca yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğinden bahisle kesinleştirildiği, akabinde sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğine ilişkin ihbarda bulunulması üzerine yapılan yargılama sonucunda temyiz incelemesine konu 10.01.2017 tarihli hükmün kurulduğu,
Ceza Genel Kurulu'nun 03.11.2009 gün ve 2009/11-210 esas, 2009/259 sayılı kararı ile 05.03.2013 gün ve 2012/15-1292 esas, 2013/89 sayılı kararında da vurgulandığı üzere 5271 sayılı CMK.nun 34/2 ve 232/6. maddelerinde başvurulacak kanun yolunun, başvuru süresinin ve mercinin tereddüde yer vermeyecek şekilde gösterilmesi gerektiği, aksi halde sürenin işlemeye başlamayacağı, bu nedenle yasa yolu açıklamasında yasa yoluna başvuru süresinin yüzüne karşı verilen yönünden "tefhim" tarihinden itibaren başlayacağının belirtilmesi yerine, "tebliğden" itibaren başlayacağının açıklandığı ve bu suretle sanığın yasa yoluna başvuru süresinin başlangıç tarihi konusunda yanıltıldığı, gerekçeli kararın da sanığa tebliğ edilmediği, dolayısıyla sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği, kararın kesinleşmemesi nedeniyle denetim süresinin başlamadığı ve denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlendiğinden bahisle hükmün açıklanma koşullarının da bulunmadığı, dava zamanaşımının durmasının ve kesilmesinin de söz konusu olmadığı, belirlenerek yapılan incelemede;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK.nun 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendine göre suç için asli dava zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanık hakkında ilk mahkumiyet hükmünün verildiği 19.04.2012 tarihinden itibaren 8 yıllık asli dava zamanaşımının temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e ve 5271 CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 29.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.