16. Hukuk Dairesi 2018/797 E. , 2020/4639 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ....Köyü çalışma alanında bulunan 119 ada 1 parsel sayılı 13.685,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli taşınmazın bir kısmına yönelik olarak, tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 119 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.970,93 metrekarelik kısmının davacı ... adına tapuya tesciline, aynı fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 11.714,9 metrekarelik kısmının ise davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı ... vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan 25.05.2015 tarihli teknik bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden tespit tarihi olan 2009 yılından önce davacı yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, hükme esas alınan ziraat bilirkişisi raporunda çekişmeli taşınmazın önceki niteliği, zilyetlik durumu, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve tamamlandıysa sonrasındaki kullanım süresi belirlenmemiş, taşınmazın değer hesabı ve güncel durumunun değerlendirilmesi ile yetinilmiştir. Öte yandan bir arazinin niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğundan, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi döneme ilişkin farklı evrelerde çekilmiş en az 3 adet hava fotoğraf inceleme yaptırılması gerektiği halde 20 yıllık zilyetlik süresinin belirlenmesi hususunda kanaat edinmeye elverişli döneme ait tek (1987 tarihli) fotoğrafının incelenmesiyle yetinildiği gibi, taşınmazın sınırında Uluçay Çayı bulunduğu halde taşınmaz bölümünün dere yatağı niteliğinde olup olmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve derenin aktif etkisi altında kalıp kalmadığı hususlarında jeolog bilirkişiden rapor da alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmek için Mahkemece öncelikle, tespit tarihinden 15, 20, 25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının farklı dönemlerde çekilmiş en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü’nden dosya arasına getirtilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeolog bilirkişi jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımı ile mahallinde keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle, dava konusu taşınmazın sınırını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın konumunun hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenmeli; ziraatçı bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişiden, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, evveliyatının çay veya dere yatağı niteliğinde olup olmadığını, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını açıklar mahiyette ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve bilirkişi beyanlarını denetlemeye elverişli, komşu parselleri de gösterir şekilde krokili rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek tespit tarihine kadar davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.