(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2015/6566 E. , 2016/8392 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı; maaş ödemelerinde aksamalar meydana geldiğini, 2013 yılının haziran ve temmuz aylarında ödenmeyen maaşları ile 1.400,00 TL üzerinden yatırılmayan ... primlerinin, asgari ücret üzerinden değil, aldığı gerçek aylık ücret olan 1.400,00 TL üzerinden yatırılmasını isteyince davalı işveren tarafından ihbar önellerine uyulmaksızın 12/07/2013 tarihinde işten çıkarıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, ulusal bayram genel tatil, yıllık izin, fazla mesai ücreti alacaklarını talep etmiştir.
Davalı; davacının kendi isteğiyle işten ayrıldığını, işe gelmediği için hakkında tutanak tutulduğunu, davacıya ... 5. Noterliği tarafından 14916 nolu ihtarname gönderildiğini, ancak davacı tarafından işe gelmemesine ilişkin haklı bir neden gösterilmediğinden, davalı tarafından davacının haklı nedenle iş akdine 30.08.2013 tarihinde son verildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin ulusal bayram genel tatil ile hafta tatili çalışması ve fazla çalışma alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, kazanmış ise hesaplamaları konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Ulusal bayram genel tatil ile hafta tatili çalışması ve fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen ulusal bayram genel tatil ile hafta tatili çalışması ve fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Ulusal bayram genel tatil ile hafta tatili çalışması ve Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, ulusal bayram genel tatil ile hafta tatili çalışması ve fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de ulusal bayram genel tatil ile hafta tatili çalışması ve fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında ulusal bayram genel tatil ile hafta tatili çalışması ve fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Ulusal bayram genel tatil, hafta tatili ve fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak ulusal bayram genel tatil, hafta tatili ve fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda; davacı günlük gazete çıkarması sebebiyle haftanın 7 günü sabah 08.30 akşam 20.30 saatleri arası çalıştığı gibi ulusal bayramlar ile genel tatil günlerinde de çalıştığını ve bu çalışmaları karşılığı ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının fazla çalışmasının olmadığını, dini ve milli bayramlar ile hafta tatillerinde de çalışmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftanın 7 günü 08:30-20:30 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenmesi yaparak çalıştığı kabul edilerek haftalık 21 saat fazla mesai yaptığının, tüm hafta tatillerinde ve ulusal bayram genel tatillerde çalıştığının tespiti ile hesaplama yapılmıştır. Mahkeme davacı tanık beyanlarına değer vererek hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre karar vermiş ise de davacı tanığı ... davalı işyerinde çalışmamıştır. Sadece sabah davacı ile buluşma saati ve işyerine dönüş saatine dair beyanı görgüye dayalıdır. Bunun haricinde çalışma şekli ara dinlenmesi vs. konusunda bilgisi yoktur. Bu nedenle bu davacı tanığının beyanına itibarla hesaplama yapılamaz. Davacı tanığı ... ise davalı işyerinde sadece Şubat-Mart 2007 ile Eylül-Ekim 2007 tarihleri arası çalışmıştır ve o tarihler arası çalışma şartlarını bilmektedir. Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil çalışması iddiasını davacı ispatlamakla mükelleftir. Davacının ispat ettiği fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil çalışması tarihleri ise sadece Şubat-Mart 2007 ile Eylül-Ekim 2007 tarihleri arasıdır. Davacının ispat edemediği dönem için de hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozmayı gerektirir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 14/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.