Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/26296
Karar No: 2013/23050
Karar Tarihi: 26.9.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/26296 Esas 2013/23050 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2012/26296 E.  ,  2013/23050 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ve davalı ... avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalılar ... ve ... vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalıların isteği üzerine davalı şirkete finansman sağlamak için çekilen krediye taşınmazını ipotek verdiğini, davalılarla bu nedenle bir protokol düzenleyerek taşınmazın değerinin 200.000 Dolar olarak belirlendiği, davalıların borcunu ödememesi nedeniyle taşınmazın mülkiyetinden çıkması, satılması halinde diğer zararları hariç 200.000 Doları müştereken ve müteselsilen ödemeyi taahhüt ettiklerini, davalıların borçlarını ödemeyerek taşınmazın satılmasına sebep olduklarından bu bedelin ödenmesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 50.000 TL nin ticari faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar, taşınmazın cebri icra ile değil davacının üçüncü kişiye satması sonucu davacının elinden çıkması nedeniyle protokol hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığını ayrıca davalılardan Orhan’ın eşi olduğunu, eşinin sermaye borcu için para çekildiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, protokolde öngörülen şartın gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı ... 5.10.2012 tarihli temyiz dilekçesi başlıklı dilekçesi ile kararın bozulmasını talep etmiş ise de, temyiz harcı yatırmadığı gibi, temyiz dilekçesinin altına kimlik tesbiti de yapılarak “temyiz etmiyorum” ifadesi yazarak imzalamış olması nedeniyle davalının temyiz talebi bulunmadığından dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    2-Dosyanın incelenmesinde; Davacının davalı şirketin çektiği kredi nedeniyle taşınmazını ipotek verdiği, taraflar arasında düzenlenen protokol hükümlerine göre taşınmazın rayiç değerinin 200.000 Dolar olarak belirlendiği, davalıların kredi borcunu ödememesi nedeniyle taşınmazın satılması, davacı elinden çıkması halinde davacının diğer zararları hariç taşınmazın rayiç değeri olarak belirlenen 200.000 Doları müştereken ve müteselsilen ödemeyi taahhüt ettikleri, davalıların kredi borcunu ödememesi nedeniyle dava dışı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçtiği, bu takip sırasında davacının banka ile anlaşarak bir miktar faiz iskontosu da yaptırarak taşınmazını sattığı, kredi borcunu 85.000 TL ödeyerek kapattığı, icra dosyasında kıymet takdirinde ise taşınmazın değerinin 96.000 TL olarak belirtildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre, davalıların kredi borcunu ödememesi nedeniyle dava dışı bankanın başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip sırasında, davacının taşınmazını satarak kredi borcunu kapattığından taraflar arasında düzenlenen protokolün 3.2.5.maddesinde belirtilen “…kredinin geri ödenmemesi nedeniyle taşınmazın satılması, ...’in mülkiyetinden çıkması halinde borçlular maruz kaldığı diğer zararları hariç 200.000 Doları her biri ayrı ayrı müşterek ve müteselsilen sorumlu olmak üzere ...’e ödemeyi kabul ve taahhüt ederler…” şeklindeki düzenlemede ki şart gerçekleşmiştir. Esasen bu şart cezai şart niteliğindedir. Protokolü davalı şirket ve ortakları gerçek kişiler imzalamışlardır. Mahkemece, sözleşmenin 3.2.5.maddesi hükmü cezai şarta ilişkin Borçlar Kanunu 161.maddesi kapsamında değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekir. Taşınmazın davalıların kredi borcu nedeniyle satıldığı tartışmalı olmadığına göre, davacının icraen satış sırasında ortaya çıkacak kayıpları da önleyerek ve bir miktar faiz iskontosu da yaptırarak borcu kapattığından bu işlemlerin her iki tarafın menfaatine olduğu açıktır. O halde protokolün cezai şarta ilişkin maddesindeki şart gerçekleşmiştir. Ne var ki bu cezai şartın tenkisi koşulları da tartışılmalıdır. Bilindiği üzere tacir sıfatını haiz borçlu cezai şartın indirilmesini
    mahkemeden isteyemez ise de hükmedilecek cezanın ekonomik yönden mahvına sebep olması halinde cezadan indirim yapılabileceği TTK nun 24.maddesi hükmüdür. Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanunu 161.madde ve TTK nun 24.maddesi hükmüne göre değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalı ...’in temyiz dilekçesinin reddine, 2.bentte açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 21.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi