16. Hukuk Dairesi 2018/733 E. , 2020/4634 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 132 ada 1 parsel sayılı 12.360,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı ..., Toprak Tevzi Komisyonu kararı sonucu oluşan tapu kaydı, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 132 ada 1 parsel taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro çalışmaları sonucunda mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılan taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde, davacı yararına, zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; meraların mülkiyet hakkı Hazineye, kullanım hakkı ise ilgili köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir. Bu nedenle mera vasfıyla sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılan davalarda husumetin Hazine"nin yanında ilgili Köy ya da Belediye Tüzel Kişiliğine yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava; Hazinenin yanında Döğer Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılmıştır. Hüküm tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince, çekişmeli taşınmazın bulunduğu Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenerek Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış ve köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış olmakla, davada köyün taraf sıfatı kalmadığı gibi, İlçe Belediye Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı yasal hasım olarak taraf sıfatını kazanmışlardır. Ne var ki, Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak, yasal hasım konumundaki ilgili belediyelere dava yöneltilmeksizin karar verilmesi cihetine gidilmiştir. Bu nedenle, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysa ki, taraf teşkilinin sağlanmak; dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacı tarafa davasını Hazinenin yanında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Dicle Belediye Başkanlığı"na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu yolla taraf teşkilinin sağlanması halinde, anılan belediyelerden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdikleri takdirde deliller toplanmalı ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek işin esası hakkında hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönün göz ardı edilmesi isabetsiz olduğu gibi, mahalle muhtarlıklarının tüzel kişiliği bulunmamasına rağmen, gerekçeli karar başlığında, Hazinenin yanında Döğer Mahallesi Muhtarlığının davalı olarak gösterilmesi de isabetsiz olup, davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.