Esas No: 2019/245
Karar No: 2021/1810
Karar Tarihi: 10.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/245 Esas 2021/1810 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2018
ESAS NUMARASI ...
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2021
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından, davalı şirkete 33.358,60,-Euro bedelli fatura ile bir kısım elektronik cihazların satıldığını ve teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından keşide edilen faturanın davalı şirkete teslim edilip ve kayıtlara alındığını hatta bahse konu fatura için ekli borç mutabakatları yapıldığını ve faturadan kaynaklı borcun davalı şirket tarafından kabul edildiğini, davaya konu edilen faturanın Euro üzerinden keşide edildiğini, ödeme tarihinin 23.12.2016 olduğunu, ödemelerin Euro üzerinden yapılacağını, TL ödemesi yapılması halinde ödeme günündeki TCMB döviz satış kurunun uygulanacağının faturada belirtildiğini, davalı tarafından faturanın ödeme gününde ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının takipten sonra 111.878,07.-TL haricen ödeme yaptığını, borçlu tarafından 12.01.2017 tarihindeki ödemeyle takibe konu faturanın keşide tarihindeki bedeli kabul edilmesine rağmen bakiye alacağın ödenmediğini halen icra takibin ekonu alacaklarının bulunduğunu belirterek bakiye alacak üzerinden itirazın iptaline, takibe konu alacağın %20'sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; fatura girişi olmaksızın herhangi bir ödeme yapılmasının ticari teammüllere ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından fatura tarihinin üzerinden 4 ay bekleyerek yabancı para üzerinden takip başlatmasının müvekkili aleyhine kur farkından kaynaklı ciddi bir zarar ortaya çıkardığını, müvekkili ile davacı arasındaki borç tutarının işlem tarihi sırasındaki TL bedeli olduğunu, bunun aksini düzenleyen hiçbir sözleşme yahut kayıt olmadığını, borcun ödendiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda: Davalının faturayı 31/10/2016 tarihinde itiraz etmeksizin kayıtlarına aldığı, bu kapsamda davalının faturanın kendisine tebliğ edilmediği itirazının yerinde olmadığı, ayrıca yabancı para karşılığı ile yapılan satışlarda alacağın fatura da belirtilen tarihte ödenmemesi ve daha sonraki tarihte ödenmesi nedeniyle oluşacak kur farkı alacağının talep edilebileceği, davacı şirketin takip tarihinde Euro üzerinden talepte bulunmasının mümkün olduğu fakat geciken alacaklara vade farkı uygulanacağı hakkında yanlar arasında yazılı bir sözleşme veya fiili bir uygulama bulunması gerektiği, buna dair davacı tarafça yazılı bir sözleşme sunulamadığı gibi fiili uygulama olduğu yönünde de delil ibraz edilmediği, bu kapsamda davacı tarafça vade farkının talep edilemeyeceği yine faturada vade ve faiz bilgilerinin bulunmasının takip tarihinden önce borcu muaccel hale getirmeyeceği ve vade farkı talebi için karine teşkil etmeyeceği, bu durumda davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 33.358,60 Euro ana para alacağı bulunduğu, dava tarihinde yapılan ödeme düşüldüğünde davacının davalıdan bakiye 6.078,67 Euro alacağının bulunduğu, yine Yerleşik Yargıtay Uygulamaları gereğince takip faturaya dayalı olup, likit olduğu davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, fakat yabancı para alacağının takip tarihindeki değerine göre ‘’TL’’ karşılığı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davacı tarafça tüm takibe itiraz edildiği için tüm takip miktarı üzerinden icra inkar tazminatı hükmedilmesi gerektiği iddia edilmiş ise de takibin devamına karar verilen miktar üzerinden icra inkar tazminatı verilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 6.078,67 Euro asıl alacak olmak üzere devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesinde öngörülen şekilde Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranını uygulanmasına karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; müvekkilinin davaya konu faturayı teslim veya tebliğ almadığı, bu hususun kargo içeriğinin bilinememesi sebebi ile salt kargo dökümü ile ispatlanamayacağı, 8 günlük itiraz süresinin dahi başlamadığı, bu sebeple borcun hiçbir surette muaccel olmadığı, buna rağmen müvekkilin ticari ilişkileri kapsamında iyiniyetli bir şekilde ödeme emri ile eline geçen faturadaki meblağı derhal ödediği, ilk bilirkişi raporunun müvekkilinin defterleri dahi incelenmeden hazırlanmış olması sebebiyle kabul edilemez olduğunu, haksız ve hukuka raporlar temel alınarak karar verilmeyeceğini, bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; takipten sonra ve davadan önce davalı tarafından asıl alacağa yönelik yapılan ödeme nedeniyle davalının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; faturadan kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK'da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa ve dosya içeriğine uygun bulunmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.691,37-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 422,84.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.268,53-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK'nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK'nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK'nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 10/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
...
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.