Esas No: 2021/4743
Karar No: 2022/6343
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/4743 Esas 2022/6343 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/4743 E. , 2022/6343 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında beraat, sanıklar ..., ... hakkında hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin temyiz isteminin sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki beraat hükümleri ile sınırlı olduğu gözetilerek katılan Gümrük İdaresi vekili, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Resmi belgede sahtecilik suçu yönüyle gümrük müşaviri olan sanık ... açısından suç tarihinde yürürlükte bulunan 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun geçici 6. maddesinin 6. fıkrasındaki “Gümrük müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcıları, görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı fiillerinin niteliğine göre Türk Ceza Kanunu’nun Devlet memurlarına ait hükümleri uyarınca cezalandırılır” hükmü uyarınca eylemin 5237 sayılı TCK'nun 204/2. maddesindeki resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ve 5237 sayılı TCK'nun 66/1-d ve 67/4. maddelerine göre 15 yıllık olağan ve 22 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı sürelerine tabi olduğu cihetle;
Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü'nün yürütmüş olduğu çalışmalar sonucu genel olarak bir kısım ihracat beyannamelerinin bağlandıkları özet beyan ile yurt dışı edilmedikleri ve fiilen ihracat gerçekleşmediği halde usulsüz olarak kapatılmış olduklarının tespit edildiğinin bildirilmesi üzerine ... Gümrük Müdürlüğü tarafından yapılan incelemelerde; sanıklardan ...'in yetkilisi olduğu ...-... şahıs firması adına tescilli 07.01.2010/EX004256, 07.01.2010/EX004283, 07.01.2010/EX004264, 20.01.2010/EX025445, 20.01.2010/EX025502, 09.02.2010/EX059159, 10.02.2010/EX059503 gün ve sayılı ihracat beyannameleri muhteviyatı eşyaların fiilen taşınmadıkları ve yurt dışı edilmedikleri halde farklı eşyalara ilişkin düzenlenen beyannamelere konu taşıyıcısı ... firması, ... firması ve yabancı uyruklu şoför olarak gözüken 11/01/2010 tarih ve 2456 no'lu, 15/01/2010 tarih ve 3829 no'lu, 23/01/2010 tarih ve 6711 no'lu, 26/01/2010 tarih ve 7716 no'lu, 14/02/2010 tarih ve 15131 no'lu, 11/03/2010 tarih ve 24985 no'lu özet beyanlardaki taşıma senedine "yavru beyanname"
olarak bağlanarak kapatıldıkları, böylece eşyaların gerçekte yurt dışı edilmedikleri halde özet beyana gizlenerek yurt dışı edilmiş gibi sistem üzerinden beyannamelerin kapatılmasının sağlandığı, kapatılan beyannamelerin taşıma senedine kayıtlı ana beyannamelerle herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, bu ihracat beyannamelerinin tamamen usülsüzce ve fiilen ihracat gerçekleşmeden sistem üzerinden gerçekleşmiş gibi işlem yapılarak uygulamanın suistimal edildiğinden bahisle yapılan ihbar üzerine kaçakçılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından soruşturmaya başlandığı, bu sebeple açılan soruşturma sonucunda ihracatçı firma yetkilisi olan sanık ... yanında ... Gümrük Müşavirliği firması çalışanı gümrük müşaviri ..., taşıyıcı firma olan ... Nakliyat firması taşeronu ..., özet beyan girişleri şifre ve ekranı kullanılan taşıyıcı firma ... firması çalışanı ..., yine ... firması adına olan şifreyi kullanarak özet beyan girişlerini fiilen yapan anılan firma çalışanı ... ile özet beyanların tescil ve onay işlemlerini yapan gümrük memurları ..., ... ve ... hakkında, 5607 sayılı Kaçakçılık Kanununun 3/14. ve 5237 sayılı TCK'nun 204/1. maddesine muhalefet ettikleri iddiasıyla cezalandırılmaları için kamu davası açıldığı;
Özet beyanlarda eşyaların gideceği ülkenin ..., ... ve ... olarak kayıtlı olmasına karşın, yavru ihracat beyannamelerinde kayıtlı alıcı firmaların ...'da yerleşik oldukları, asıl ihracat beyannamelerinde eşya cinsinin ayakkabı, diğer tekstil ürünleri ve bunların aksamı cinsi olmasına karşın eklenen yavru ihracat beyannamelerinde eşya cinsinin ıslak havlu, cep mendil, matkap aksamı, deterjan ve su pompası olduğu ve özet beyanların tır karnelerinin toplam miktarına dahil edilmediği,
...'da yerleşik olan ithalatçı firmaların dava konusu ihracat beyannameleri muhteviyatını teslim alıp, bedelini ödediklerini gösteren onaysız fotokopi niteliğindeki yazılı belgelerin dava dosyasına ibraz edildiği,
Sanıkların aşamalardaki savunmalarında sanık ...'in, ihracat işlemlerinin gerçek olup, beyanname muhteviyatı eşyaların yurtdışı edildiğini, malları ... isimli bir kişiye teslim ettiğini, suçlamayı kabul etmediğini belirttiği, sanık ...'ın ... şirketinin taşeronluğunu 1 yıldır yaptığını, firma ile irtibatı olmadığını, sadece şoförler ile muhatap olduğunu, ... firmasının kendisine verdiği bir vekaletname olmadığını, 07.01.2010/EX004283, 07.01.2010/EX004264, 20.01.2010/EX025445, 20.01.2010/EX025502, 09.02.2010/EX059159 günlü ihracat beyannamelerine ait özet beyanı girdiğini, beyanname konusu tüm eşyaların ...'da tarafından yüklenip yurt dışı edildiğini belirttiği, sanık ...'ın dava konusu ihracat beyannamelerindeki imzanın kendisine ait olduğunu, gümrük müşaviri olarak ihracatçı firmanın tarafına tevdii ettiği belge ve bilgi doğrultusunda beyannameyi tanzim ettiğini, usulsüz kapamalarla ilgili bilgi sahibi olmadığını, usulsüzlüğün özet beyan aşamasında gerçekleştiğini, gümrük müşaviri olarak özet beyan aşamasına müdahale edemeyeceğini belirttiği, sanık ...'ın ... Şirketinde ithalat ve ihracat işlemleri ile ilgili olarak görevli bordrolu eleman olduğunu, ... isimli firmayı tanımadığını, herhangi bir eşyasının firmalarına ait araçlar ile taşınmadığını, özet beyan girişinde kullanılan şifrenin kendisine ait olduğunu, ancak kendisi dışında yine şirket çalışanı olan ...'nun da şifreyi bilip ve özet beyan girişinde kullandığını belirttiği, sanık ...'nun bu olayda şifrenin kendisi tarafından kullanılmasının söz konusu olmadığını belirttiği, ..., ... ve ...'ün ise TIR karneleri ekinde bulunan özet beyanlarla ekrana çağırdıkları özet beyanları hiç karşılaştırmadıklarını, yapılan dolanlı işlemlerin dikkatlerini çekmediğini, şifrelerini kimseyle paylaşmadıklarını, ancak yabancı araçların tescilinde ekranlarını şifreleri ile kendilerinin açmakla birlikte verilerin ilgili firma çalışanları tarafından girilmekte olduğunu, iş yoğunluğu ve sistemin zaafından yararlanıldığını, kendilerinin eyleme iştirak etmediklerini veya göz yummadıklarını, suçlamaları kabul etmediklerini belirttikleri,
Dava konusu ihracat beyannameleri asıllarının Gümrük İdaresi'ne ibraz edilmemiş olmaları nedeniyle Gümrük İdaresi'nin arşivinde bulunmadıkları ve bu sebeple üzerlerinde imza incelemesi yaptırılamadığı,
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; sanıklar ... ve ... hakkında, sanıkların iştirak iradesiyle hareket ederek dava konusu 7 adet ihracat beyannamesi kapsamı eşyaları yurtdışına göndermedikleri, ancak özet beyana yavru beyanname şeklinde bağlanmasını sağlatarak sistem üzerinde ihracat edilmiş gibi gösterdikleri anlaşıldığından bahisle mahkumiyet, diğer sanıklar için ise atılı suçların işlendiğine yönelik şüphenin bulunduğundan bahisle beraat kararı verilmiş ise de;
... ülkesinde yerleşik alıcı firmalar yönüyle yurtdışı araştırması yapılarak ilgili ihracat işlemlerinin gerçekliğinin araştırılması, özet beyan eki olan ve dosyada bulunan 111688, 111686, 111689, 111696, 111695 sıra nolu ...-... firmasınca ... adına düzenlenen ve 111713 sıra nolu ...-... firmasınca ... adına düzenlenen faturaların gerçekliğinin araştırılması, sanıkların olay tarihinde kullandıkları cep telefonu numaralarının hts görüşme dökümlerinin getirtilip, olay tarihleri ve ona yakın tarihlerde telefonla görüşüp görüşmediklerinin tesbit edilmesi ve bunun yanında sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında ilk derece mahkemesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında ve Dairemizde benzer eylemleri nedeniyle açılmış bulunan çok sayıda dosyanın bulunması, ilgili dosyaların suç ve iddianame düzenleme tarihleri de gözetildiğinde, dosyaların celp edilip gerektiğinde birleştirilerek sanıkların suç kasıtları ve 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesi uyarınca bir değerlendirme de yapılarak karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla belirtilen tüm bu eksikler giderilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Atılı kaçakçılık suçu yönünden hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası kapsamında ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Gümrük memuru olan sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki iddianameye göre anılan sanıklar yönünden sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı halde mahkemece savunmalarının alınmadığı gibi kısa ve gerekçeli kararda haklarında beraat kararı verilen sanıkların hangi suçtan sorumlu tutulduğu anlaşılamayacak biçimde hüküm tesis edilmesi,
3-Sanık ... açısından;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanık ...'ın sahtecilik ve kaçakçılık eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelemesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihlerinin 11/01/2010, 23/01/2010, 26/01/2010, 13/02/2010, 11/03/2010, iddianame düzenleme tarihinin ise 23/03/2011 olduğu,
Sanık hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/9 Esas sayılı derdest dosyasında suç tarihinin 2010 yılı, iddianame düzenleme tarihinin ise 05.01.2011 olduğu anlaşılmakla;
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre anılan sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
4-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, katılan Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.