13. Hukuk Dairesi 2017/6342 E. , 2019/9544 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, ... Merkez ... köyü 05/05/1951 tarih 969 yevmiye nolu, 140/41 cilt, 41 sahifede kayıtlı 18.373 m2’lik eski tapu kaydını, satış vaatlerinde adı geçen dava dışı hissedarlarla birlikte 1992 yılında iki ayrı tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalılardan satın aldıklarını ve bedellerini ödediklerini, imar düzenlemesi sonucu anılan kayda tekabül eden yerin 5981 m2’lik kısmı 799 parsel, 11.924 m2’lik kısmı, 800 parsel olarak yeni parsel numarası aldığını ve davacıların birlikte bu yerin zilyetliğini teslim alarak taşınmaza o günün şartlarında subasman dahi döktüklerini, 06/07/1999 tarihinde ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla 1999/608 d.iş tespit dosyası ile mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle yapılan tespit sonucu dava konusu yerin orman sınırları dışında kültür arazisi içinde kaldığının belirtildiğini, bilahare satış vaadine konu taşınmazların hazineye geçtiğini, ancak son tapu kaydı incelemesinde anılan parsellerin hazine tarafından bazı kooperatiflere devredildiğini ve bu kooperatifler adına tescil edildiğini, hukuki imkansızlık nedeniyle tapuların davacılar adına tescili mümkün bulunmadığından, satış vaadine konu ... mahallesi 799 ve 800 parsel sayılı taşınmazların keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenecek rayiç bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte hisseleri nispetinde davalılardan tahsilini istemiş, aynı taşınmaza ilişkin diğer malikler aleyhine ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/77 Esas sayılı dosyasıyla açılan dava ile aralarında bağlantı bulunduğundan her iki dosyanın birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davalılar, öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacılara satış vaadine dayalı olarak herhangi bir yer gösterilmediğini ve teslim de etmediklerini, ... Mahallesi 799 ve 800 nolu parsellerin hiç bir zaman kendilerinin ve murislerinin olmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, açılan davanın ve birleşen 5. Asliye hukuk Mahkemesinin 2012/77 esas sayılı davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava,tapulu olarak alınan gayrimenkullerin kadastroyla tespiti sırasında revizyon gördüğü parsellerin hukuki imkansızlık nedeniyle tapularının davacılar adına tescili mümkün bulunmadığından, rayiç bedellerinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece alınan 23.09.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre; davaya konu yer ile ilgili 19/09/2014 keşif yapılıp davaya konu eski 799 ve 800 parsellerin (yeni 27968 ada 3 ve 4) bulunduğu yere gidildiği, Tapu Müdürlüğünden gelen yazıdaki parsel numaraları ile dava konusu parsel numaralarının farklı olduğu yani dava konusu taşınmazın keşfin yapıldığı taşınmaz olmadığı bildirilmiş; 1951 yılına ait 969 yevmiye nolu, 140/41 cilt, 41 sahifede kayıtlı 18.373 m2’lik eski tapu kaydına ait parsellerin (...) ... Mah.144,164,165,166,167,168 parseller olarak bahsedildiği görüldüğünden, Kadastro Müdürlüğü ve ... Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak yukarıda bahsi geçen parsellerle ilgili tapu kayıtlarının ve kadastro çaplarının getirtilerek dava konusu olan yerde yeniden keşif yapılmasının gerekeceği belirtilmiştir. Ancak, mahkemece ilgili kayıtlar getirtilip dava konusu olan yerde yeniden keşif yapılmadan; davacıların 1999 yılında dava konusu taşınmaz üzerinde tespit yaptırılmasını talep ettikleri ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği tarih olan 1992 tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olmasından ayrıca ... 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/608 d.iş dosyasında yapılan tespitten itibaren de on yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olmasından davacılar tarafından 1999 yılında talep olunan tespit sırasında ifanın imkansızlığı hususunun biliniyor olmasına rağmen dava tarihi ile aradan geçen süre zarfında herhangi bir talepte bulunmamış olduklarından, dava konusu taşınmazın kendilerine teslim edildiği zilyet olarak bu yeri kullandıkları yönündeki savunmalarını destekler mahiyette davada herhangi bir delil gösterilmediği gibi yapılan keşifte de dava konusu taşınmazı mahkeme keşif heyetine gösterememiş olmaları nedeniyle davacıların dava konusu taşınmazları teslim aldıkları ve zilyet olarak kullandıkları yönündeki savunmalarına itibar edilmediği gerekçesi ile davanın ve birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda, davaya konu yer ile ilgili yapılan 19/09/2014 tarihli keşif ve mahkemece alınan 23/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı tarafın dayanmış olduğu tapu kayıtlarının kadastro tespiti sırasında hangi parsellere revizyon gördüğü sorularak; varsa revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tespit tutanak suretleri ile aynı kaydın revizyon gördüğü tüm parselleri ve çevre parselleri birlikte gösterir geniş kapsamlı kadastro paftası getirtilerek buna göre kaydın uygulandığı parsellerin çevresinde bulunan tüm komşu parsellerin kadastro tespit tutanağı suretleri ile varsa dayanağı kayıtların, birlikte celbedilerek uzman bilirkişi marifetiyle tapu kayıtlarının mahallinde tatbiki sonucu tarafların ileri sürdükleri delillerle birlikte değerlendirilip, süresi içerisinde ileri sürülen zamanaşımı definin de; revizyon gören tapu kayıtlarının kadastro tespiti sırasında ilana çıkartıldıktan sonra askı süreleri de göz önünde bulundurularak zamanaşımının buna göre değerlendirilmesi ve zamanaşımı süresinin geçmemiş olduğuna kanaat getirildiği taktirde esasa girilip diğer taleplerinin de incelenmesi hususunda taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık yeni bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi