Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3374
Karar No: 2020/5579
Karar Tarihi: 29.09.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/3374 Esas 2020/5579 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir ve mahkemece bu istem kabul edilmiştir. Ancak, Daire kararıyla bu hüküm bozulmuş ve davanın niteliği gereği terekenin borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece terekenin aktif ve pasifinin tespiti amacıyla ilgili yerlerden araştırılması gerektiği, mirasçıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğu ve mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca mahkemece davalı-alacaklıların davalılar değil davacılar tarafından karşılanması gereken yargılama giderleri olduğu ve davacıların özel vekaletname sunması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu 605/2, 606, 610/2, Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük 39/2.
14. Hukuk Dairesi         2019/3374 E.  ,  2020/5579 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 05.03.2019 gün ve 2016/7390 Esas-2019/1958 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili, 03.11.2010 tarihinde vefat eden..."in terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı .... vekili cevap dilekçesinde, davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, mirasçıların mirası sahiplenip sahiplenmediklerinin tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davanın süresi içerisinde açılmadığını, dava şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece araştırılması gerektiğini, mahkemece davanın kabulüne karar verilecekse de yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde, davanın süresi içerisinde açılmadığını, terekenin borca batık olmadığını ve taşınmazların mirasçılar tarafından kullanıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, TMK"nin 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.
    Davalı .... vekili ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 05.03.2019 tarihli, 2016/7390 Esas, 2019/1958 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    Dava, TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
    Davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
    Mahkemece, murise ait taşınmazlarda yapılan 17.11.2015 tarihli keşif sonucu alınan 08.12.2015 havale tarihli ziraat bilirkişisinin raporuna göre murisin maliki bulunduğu; 2181, 2338, 316, 455, 804, 1034, 1870, 1872, 2290, 2957, 3082, 3103, 3396, 784, 3627, 3712, 4211, 4218, 4299, 4430 ve 839 parsel sayılı 21 adet taşınmazın murisin ölüm tarihi itibariyle toplam bedelinin 44.797,00 TL olduğu, aynı şekilde keşif sonucu alınan 08.12.2015 havale tarihli inşaat bilirkişisinin raporuna göre murisin hissedarı bulunduğu; 4466, 747, 4616 ve 4627 parsel sayılı 4 adet taşınmazın murisin ölüm tarihi itibariyle toplam bedelinin 42.621,00 TL olduğu, böylelikle murisin ölüm tarihi itibariyle aktifinin 87.418,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Ölüm tarihi itibariyle tespit edilen pasifinin ise 66.872,97 TL olduğu görülmektedir. Mahkemece yalnızca inşaat bilirkişisinin raporuna göre murisin taşınmazlarının ölüm tarihindeki değerinin 42.621,00 TL olarak kabul edilmesi doğru görülmemiştir.
    Mahkemece murisin ölüm tarihi esas alınarak bankalarda mevduatının bulunup bulunmadığının, murisin adına kayıtlı araç olup olmadığının belirlenmediği görülmektedir. O halde murisin ölüm tarihi olan 03.11.2010 tarihi itibariyle bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılmalıdır. Terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla da murisin 03.11.2010 tarihi itibariyle borçlarının tespiti sağlanmalıdır. TMK’nin 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmadığından davacı mirasçıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadıkları da araştırılmalıdır. Terekenin ve davacıların durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Kabule göre de, mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinden davalıların değil davacıların sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Ayrıca, davacıların verdikleri vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de yerinde değildir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    Hükmün temyiz incelemesi sonucunda yukarıda yazılı sebeplerle bozulması gerekirken maddi hata nedeniyle ilamda bozma sebebi olarak terekenin pasifinin de ölüm tarihi itibariyle araştırılması gerektiğinin yazılmadığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 05.03.2019 tarih 2016/7390 Esas, 2019/1958 Karar sayılı bozma ilamının ilaveten hükmün yukarıda belirtilen gerekçe ile de bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 05.03.2019 tarih 2016/7390 Esas, 2019/1958 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının davacı tarafa iadesine, 29.09.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi