1. Hukuk Dairesi 2016/16743 E. , 2020/1702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki olduğu dava konusu 114 ada 44 parsel sayılı taşınmazının davalı kızı Sevim’in de aralarında bulunduğu çocukları arasında fiilen taksim edilerek kullanıldığını, taşınmazını tapuda da fiili taksime uygun olarak çocukları adına devretmek istediğini ancak hata ile tamamını davalı kızı Sevim’e satış suretiyle devrettiğini, davalı ...’in de bu durumu bildiği halde taşınmazı oğlu olan diğer davalı ...’ya sattığını, kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini, satış bedeli ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğunu, 79-80 yaşlarında olduğunu ve gözlerinin görmediğini, ayrıca demans hastası da olduğunu, akit tarihinde ehliyetinin bulunmadığını, davalılar tarafından kandırıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalılar, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldıklarını, hata ve hilenin söz konusu olmadığını, davacının iradesi ile bilerek ve isteyerek taşınmazı devrettiğini, şimdi ise dava dışı kızı Behide’nin telkin ve baskılarıyla bu davayı açtığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “Dava; ehliyetsizlik ve hata, hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir...Ne varki; gerek dava dilekçesindeki anlatımlardan ve gerekse yargılama sırasında ibraz edilen dilekçelerden davacının ehliyetsizlik iddiasında bulunmasına rağmen mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma yapılmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca; hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın 2659 sayılı Yasanın 7 ve 16. maddeleri hükümleri gereğince Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde davacının ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde diğer iddianın araştırılıp incelenmesi ve değerlendirilmesi, yok eğer ehliyetsiz olduğu belirlendiği takdirde 4721 sayılı T.M.K."nun 405.maddesi hükmü gereğince vasi tayini ve husumet izni alınması için gerekli işlemlerin yapılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar Dairece bu kez; “...İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibarıyla davada ehliyetsizlik iddiasının yanısıra hata, hile hukuksal nedenine de dayanıldığı görülmektedir. Ne var ki, mahkemece, davada dayanılan hata-hile iddiası bakımından hükme yeterli bir araştırma ve bir değerlendirme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur...Hâl böyle olunca, yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde araştırma ve soruşturma yapılarak hata ve hile iddiaları yönünden hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, hata ve hile iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 25.20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.