13. Hukuk Dairesi 2013/9235 E. , 2013/23014 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın taraflar yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı doktorun takipli hastası olarak diğer davalı hastanede vakumla doğum yaptığını, ertesi günü muayene edilmeden taburcu edildiğini, aşırı ağrı şikayeti ile tekrar aynı hastaneye müracaatında dikişlerin normal olduğu söylenip ilaç verildiğini, şikayetleri artınca doğumdan 23 gün sonra yapılan kontrolde rahim içinde 3 adet gazlı bez unutulduğunun ortaya çıktığını ve cerrahi müdahale ile çıkartıldığını, oluşan enfeksiyon nedeni ile uzun süre tedavi gördüğünü, bebeği ile yeteri kadar ilgilenemediğini manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek, 150.000 TL. manevi tazminatın doğum tarihinden itibaren faizi ile birlikte ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 20.000 TL. Manevi tazminatın 20.9.2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıların kusuru nedeni ile gerçekleşen olay nedeni ile çektiği ızdırap ve tedavideki zorluk nedeni ile manevi tazminat isteği ile eldeki davayı açmıştır.
Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Davacının davalıların gözetiminde gerçekleştirilen doğum sırasında rahim ağzında 3 adet gazlı bezin unutulduğu, kokulu akıntı ve şiddetli ağrı şikayeti ile iki kez davalı hastaneye müracaat ettiği ve son müracaatında, 23.günde durumun tesbit edilip, gerekli müdahalenin yapıldığı ancak uygun muayene ve takipleri yapmayan davalıların kusurlu oldukları hususu dosyadaki bilgi ve belgelerden, alınan bilirkişi kurulu raporlarından anlaşıldığı gibi, mahkemenin de kabulü bu yöndedir. Yukarıda açıklandığı gibi, olayın oluş şekli gözetildiğinde mahkemece davacı için takdir edilen manevi tazminat miktarının yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece somut olayın özelliklerine uygun, hak ve nesafet kuralları gözetilerek manevi tazminat takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1.069.20 TL kalan harcın davalı ..."dan alınmasına, peşin alınan 21.15 TL harcın istek halinde Lokman Hekim Hastanesine iadesine, .2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.