13. Hukuk Dairesi 2012/28409 E. , 2013/23011 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmasız davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının Esenyurt ilçesi 1 nolu parselde inşaa ettiği "başka ... yok " projesinden A blok 24 nolu daireyi satın aldığını ve 20.4.2009 tarihinde tapu devrinin verildiğini, 2010 yılında daireye taşındığını, sözleşme gereği teslim edilen evin kataloğa göre 157 m2 olması gerekirken daha düşük m2 olarak yapıldığını, davalının katalokta yeşil alan olarak gösterdiği bölgeye 4. Bloğu yaparak yeşil alanı işgal ettiğini, sosyal tesis alanlarının 3. Etapta yapılacağının taahhüt edildiğini ancak yapılmadığını, blok giriş kapısının projeye uygun yapılmadığını ileri sürerek, toplam 70.000 TL. maddi ve 10.000 TL. Manevi tazminatın yasal faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ile imzalanan sözleşme gereğince edimlerini tam olarak yerine getirdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 3.254 TL. Değer kaybının dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline, diğer isteklerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin alanının 157 m2 olması gerekirken çok daha az m2 olarak inşaa edilip teslim edildiğini ileri sürmüştür. Dava konusu dairenin satışına ilişkin düzenlenen faturada daire alanının 143,38 m2 olarak yazılı olduğu, sözleşmede ise dairenin büyüklüğüne ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine broşür sayfasında da, tip planda da, ortak hacimler ve kapalı otapark dahil dairenin brüt 157 m2 olacağının belirtildiği görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, Onaylı projede A blok 5.kat inşaat alanının 555,25 m2 olduğu ve daire başına yaklaşık 139 m2 brüt alana sahip olduğunun hesaplandığı belirtilmiş, mevcut hali ile dairenin m2 sinin ne olduğu açıklanmamıştır. Mahkemece, taşınmazda m2 eksikliğinin bulunmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak alınan bilirkişi raporundaki dairenin alanına ilişkin olarak yapılan tesbitlerin hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle, dava konusu dairenin mevcut hali ile fiilen m2 sinin belirlenerek , broşür ve faturadaki m2 alanlarının brüt ya da net alanlarına göre değerlendirmesinin yapılarak, davalının taahhüdünü yerine getirip getirmediğinin tartışılarak, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davacı yararına bozmayı gerektirir.
3-Taraflar arasında yapılan sözleşme eki mahal listesinde, kapalı garajın projeye göre binanın altına yapılacağı kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı kapalı otoparkın maliklerin kullanımına yetecek şekilde yapılmadığını ileri sürmüştür. Yine mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tüm maliklere yetecek kadar otaparkın bulunmadığı bu nedenle dairedeki değer kaybının %2 oranında olacağı bildirilmiş ve yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak bilirkişilerin bu şekildeki tesbitine ilişkin somut veriler açıklanmamıştır. Mahkemece, otoparkın mahal listesi ve projesine uygun olarak imal edilip edilmediği, otoparkın mevcut hali ile ne şekilde yetersiz olduğu, bu konuda davalının bir taahhüdünün bulunup bulunmadığı, somut, açıklayıcı, inandırıcı ve denetime
elverişli rapor ile belirlenerek, bu hususta bir ayıp ve eksiklik var ise, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın tespitinde, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemine göre , satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece davacının bu talebi hakkında da eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup , davalı yararına bozma sebebidir.
SONUÇ:Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına, 3. bentte açıklanan nedenle davalı yararına bozulmasına 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.