13. Hukuk Dairesi 2016/24751 E. , 2019/9538 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı eczane sahibi olduğunu, 16.04.2012 tarihli işlem ile davalı ...’ya fatura etmiş olduğu 2008 yıllarına ait iki adet reçete için reçetelerde bulunan imzaların, hastalara veya hasta yakınlarına ait olmadığı gerekçesi ile 1.992,40 TL reçete bedeli ile 9.962,00 TL cezai şart bedeli kesileceğinin belirtildiğini ve tahsil edildiğini, söz konusu işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı ile 2012 tarihli protokol imzalanmış olup bu protokolün, cezai şart uygulanmasına sebebiyet veren 6.3.3 maddesinde değişikliğe gidildiğini, buna göre 2012 protokolünün ilgili maddesinin “...Ancak hastanın ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz. ” şeklinde olduğunu, hastaların ilacı almadıkları yönünde beyanları olmadığından işlemin iptali ile uygulanan faiz miktarı belirlenene kadar fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 11.954,40 TL"nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, eczane tarafından Kuruma fatura edilerek bedelleri tahsil edilen reçetelerin örnekleme yoluyla incelendiğini, çeşitli hasta ve yakınının, ayrıca ilgili hekim ve eczacının beyanlarına başvurulduğunu, ifadelerine başvurulan sigortalıların beyanlarının değerlendirilmesi neticesinde Özel Yeni ... Tıp Merkezinde tanzim edilen ve Yeni ... Eczanesi tarafından Kuruma fatura edilen 13.08.2008 tarih ...-809 işlem numaralı ve 15.10.2008 tarih ...-434 işlem numaralı 2 adet reçete için ‘reçetelerin arkalarında atılı bulunan imzanın sigortalı veya yakınlarına ait olmadığının tespit edildiğini, eczacının ve reçeteyi tanzim eden hekimin beyanı değerlendirildiğinde ilaçların teslim edildiği kişinin imzasının alınmasında davacı eczacının kusurlu olduğu sonucuna varıldığının ifade edildiğini, 2009 eczane protokolünün 6.3.3. maddesi gereğince uygulanan uyarı ve para cezasına 2012 protokolünden işlem yapılmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı Kurum tarafından davacıya uygulanan 9.962,00 TL cezai şart bedelinin yerinde olmaması nedeni ile davalı Kurum tarafından tahsil tarihi olan 18.04.2012 tarihinden itiraberen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fatura bedeli olarak ödenmeyen 1.992,40 TL miktarın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eczacı olduğunu, davalının yaptığı denetim sonucu, sözleşmeye aykırılık nedeniyle ceza uygulandığını bildirerek, bu cezaların kaldırılması için eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf, davacı hakkında yapılan denetim sonucu hazırlanan rapora göre, çeşitli hasta ve yakınının, ayrıca ilgili hekim ve eczacının beyanlarına başvurulduğunu, ifadelerine başvurulan sigortalıların beyanlarının değerlendirilmesi neticesinde reçetelerin arkalarında atılı bulunan imzanın sigortalı veya yakınlarına ait olmadığının tespit edildiğini sözleşmeye aykırılık nedeniyle ceza uygulandığını ve hukuka uygun olduğunu savunmuştur. Mahkemece, salt Kurum müfettişlerince alınan beyanlara itibar edilerek cezai işlem tesis edilmesi hukuka aykırılık teşkil ettiğinden, bilirkişi raporundaki tespite bir değer verilmemiş ve söz konusu cezai şart işleminin yerinde olmadığı gerekçesiyle somut bir delil değerlendirmesi yapılmaksızın eksik araştırma ile hüküm kurulmuştur. Bu durumda, dava dışı hastalar tanık olarak dinlenip, tarafların diğer delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.