14. Ceza Dairesi Esas No: 2016/4134 Karar No: 2020/4808
Çocuğun cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/4134 Esas 2020/4808 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara göre, sanık çocuğun cinsel istismarını işlediği suçlamasıyla mahkum edilmiştir. Mağdurun soyut ifadeleri ve tüm dosyanın incelenmesi sonucunda sanığın suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delillerin bulunmaması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi belirtilmiştir. Bazı hakimler ise mağdurun istikrarlı beyanlarının sanığın savunmasıyla örtüştüğü ve suçun sübut bulduğu nedeniyle beraat yerine mahkumiyete karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
14. Ceza Dairesi 2016/4134 E. , 2020/4808 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Suç tarihi itibarıyla on beş yaşından küçük olan mağdurenin aşamalarda olay örgüsüne ilişkin ayrıntı içermeyen soyut ifadeleri, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.11.2020 tarihinde üye ...’in karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Askerlik görevini ifa etmekte olan sanığa iftira atmasını gerektirecek bir nedeni olmayan müdahillerin ‘’suç tarihinde korkmuş, ürkmüş ve ağlayarak eve gelen 5 yaşındaki mağdurun annesinin sorması üzerine sanığın eteğini kaldırarak kilotunun üzerinden cinsel organına bastırdığını söylediği’’ yönündeki istikrarlı beyanlarının sanık tarafından da çocuğun yanına gelerek dizine oturduğu ve onu sevdiği yönündeki beyanlarıyla örtüştüğü, keza bu savunmanın çocuğun ağlayarak yanından ayrılmasını da izah edemeyeceği, bu sebeple atılı suçun sübut bulduğu düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum.