Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17749
Karar No: 2020/1701
Karar Tarihi: 09.03.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/17749 Esas 2020/1701 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/17749 E.  ,  2020/1701 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalılar ... ve ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babası ...’in 1869 parsel sayılı taşınmazını 1/3’er eşit paylarla çocukları olan davalılar ..., ... ve ...’e ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, mirasbırakanın bakıma ve ilgiye muhtaç olmadığını, sağlıklı olduğunu, davalıların da bakım yükümlülüklerini yerine getirmediğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
    Davalılar, bakım borcunu yerine getirdiklerini, temlikin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalı ... yönünden iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine; diğer davalılar ... ve ... yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1903 doğumlu mirasbırakan ...’in 08.05.1989 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçıları olarak davanın tarafları olan davacı oğlu ...ile davalı oğlu ... ve davalı kızları ... ve ...’nin kaldığı, mirasbırakanın dava konusu 1869 parsel sayılı taşınmazını 20.01.1984 tarihinde 1/3’er eşit paylarla davalı çocukları ..., ... ve ...’ya ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
    Somut olaya gelince; dosyaya getirtilen tapu kayıtlarından mirasbırakan ...’in dava dışı 49, 54, 123, 126, 142, 146, 147, 155 158, 174, 200, 213, 217 ve 224 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/13 payını da davacıya bağış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır. Mirasbırakanın mal kaçırmak istediği mirasçısına taşınmaz temlik etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Öte yandan bakılmadığı iddiasını ileri sürmek bakım alacaklısına ait bir hak olup mirasçılar tarafından ileri sürülmesine de yasal olanak bulunmamaktadır. Toplanan deliller yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde temlikin muvazaalı olduğu iddiasının davacı tarafından ispatlandığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hâl böyle olunca; davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Kabule göre, çekişmeli taşınmazın mirasbırakan tarafından aynı akitle davalılara temlik edildiği, iradenin bölünmezliği kuralı gereğince davalı ... yönünden davanın reddi, diğer davalılar ... ve ... bakımından davanın kabulüne karar verilmesi de isabetsizdir.
    Davalılar ... ve ...’nin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalılara geri verilmesine, 09.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi