1. Hukuk Dairesi 2016/16750 E. , 2020/1700 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ...’ın 170 parsel sayılı taşınmazdaki payının murisin davalı ...’a verdiği vekâletname ölümünden sonra kullanılarak diğer davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiğini, murisin ölümünden sonra yapılan devrin geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı ..., tapu kaydına güvenerek taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, iyiniyetli olduğunu; diğer davalı ... taşınmazın satışından davacıların haberdar olduğunu, satış bedelinin davacı ...’in banka hesabına ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Ölüm ile vekalet ilişkisinin son bulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ...’ın temyizi üzerine Dairece, "...Somut olaya gelince; dava dilekçesinde davalı ..."ın adresinin yanlış yazıldığı ve bu adreste dava dilekçesinin, davalı ..."a tebliğinin yöntemine uygun olmadığı, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda davalı ..."a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden sonuca gidilmiş olduğu görülmektedir.Bunun sonucu olarak, davalı ..."ın eldeki davada savunma hakkını kullanamadığı ortadadır. Hal böyle olunca; usulüne uygun olarak dava dilekçesinin davalı ..."a tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda kayıt maliki olan davalı ...’ın kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1943 doğumlu mirasbırakan ...’ın 24.11.2008 tarihinde ölümü üzerine geride mirasçı olarak davacı çocuklar.... ve Emrem’in kaldıkları, dava konusu 170 parsel sayılı taşınmazın 148/2352 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken, muris tarafından davalı ...’a verilen 28.02.2001 tarihli vekaletname kullanılarak payının tamamının mirasbırakanın ölümünden sonra 01.10.2009 tarihinde diğer davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; bir davanın tarafları, mahkemece verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurma hakkına sahiptirler. Süresi içerisinde temyiz edilmeyen ya da esasen temyizi mümkün olmayan kararlar kesindir. Bunun dışında, hükümle taraflara yüklenen borçlar ile tanınan hakların bir bölümünün temyiz edilmemesi veya temyiz edilip de ancak bir kısmının bozma sebebi yapılması halinde, temyiz edilmeyen ya da bozma kapsamı dışında kalan bölümler ( konular) lehine olan taraf için kazanılmış hak oluşturur.
Eldeki davada, mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen ilk karar kayıt maliki olan davalı ... tarafından temyiz edilmemiş olup, kararı temyiz etmeyen davalı ... yönünden kabul kararının kesinleştiği ve böylece davacılar yararına usuli kazanılmış hakkın oluştuğu sabittir.
Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kazanılmış hak olgusu göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacılara geri verilmesine, 09.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.