Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3724 Esas 2020/3381 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3724
Karar No: 2020/3381
Karar Tarihi: 11.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3724 Esas 2020/3381 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/3724 E.  ,  2020/3381 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, davalıların sürücüsü, trafik sigortacısı olduğu araç ile davacıların desteği yayaya çarpması sonucunda vefat ettiğini belirterek, HMK 107.maddeye göre, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir.
    Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Somut olayda, emekli polis memurundan alınan 09/02/2016 tarihli kusur raporuna göre, desteğin 80-100mt mesafede ışık kontrollü kavşak bulunduğu halde, herhangi bir trafik işaret ve levhası bulunmayan alandan yola giriş yapmış olup bu defa; yolun kontrol etmesi, yaklaşan araçların uzaklık ve hızını dikkate alıp, geçiş önceliğini bekledikten sonra uygun yer ve zamanda yola girmesi gerekirken, aracın geçiş önceliğini beklememiş olmasından dolayı asli %75 kusurlu, davalı tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün ise, görebileceği alandan kaplamaya girip, sol şerit içerisine kadar intikal sağlayan yayaya karşı zamanında etkili ve uygun tedbir almadan önlemsiz vaziyette çarpmış olması sebebiyle tali %25 kusurlu bulunmuştur.
    Kaza tespit tutanağında ise, destek tam (taşıt yolunun karşı tarafına geçerken yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmek) kusurlu bulunmuştur.
    Ceza yargılamasında alınan ATK raporları doğrultusunda, dava dışı sürücü, kusursuz olduğu kabul edilerek beraat kararı verilmiş henüz kesinleşmemiştir.
    Mahkemece, bilirkişi raporuna ek olup çarpma noktasını ve yolun durumunu gösteren 2 nolu resme ve mahkeme gözlemini yansıtan 1 nolu krokiye nazaran, kavşak başının davalı sürücünün ışıkta beklemekte olduğu ışıklı kavşak olmasına, bu yerin çarpma noktasına 100 metre kadar gerisinde olmasına, desteğin karşıdan karşıya geçmek için demir bariyerlerle kapatılacak biçimde çevrelenmiş yerden yola girmesine, kaza mahallinin etrafının bir yerleşim yeri olmamasına ve davalı sürücünün beyanın aksine bir delil olmamasına göre itibar edilmediği, dava konusu kaza hakkında hem ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi hem de Ankara Trafik İhtisas Dairesi rapor verildiği ve sürücünün bir kusurunun olmadığı rapor edilerek, zararın, davalılara atfı kabil bir kusurdan kaynaklanmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Bu yönüyle dosya içerisinde bulunan 09/02/2016 tarihli kusur raporu ile hükme esas alınan rapor arasında çelişki mevcut olup bu çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. O halde ceza yargılamasında kesinleşmesi beklenerek İTÜ Trafik kürsüsünden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, önceki raporların da irdelendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.