1. Hukuk Dairesi 2020/721 E. , 2020/1687 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan...kızı ..."nın paydaşı olduğu dava konusu 247, 249, 252, 253, 255, 256, 257, 338, 341, 604, 606, 607 ve 608 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında adının “...” olarak kaydedildiğini, ... olan soyadının ise kayıtlı olmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesini istemişlerdir.
Davalı, gerekli araştırma ve incelemenin yapılması lüzumuna değinerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 249, 256, 257, 341, 606, 607 ve 608 parseller yönünden iddianın ispatlandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairece; “...dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle dava konusu taşınmazlardaki pay malikinin davacıların mirasbırakanı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, davacıların, mirasbırakanlarının ölümünden sonra ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1991/485 Esas - 1991/713 Karar sayılı dosyasına açtıkları dava neticesinde “...” olan soyadlarını “...” olarak düzelttikleri anlaşılmakta olup, mirasbırakan ..."nin ölüm nedeniyle nüfus kayıtları kapatılmış bulunduğundan soyadı halen nüfusta “...” olarak kayıtlıdır. Bu durumda, eldeki davada tapu kayıtlarına “...” soyadının eklenmek suretiyle kayıtların düzeltilmesi olanaklı değildir. Ne var ki, bu tür durumlarda tapuda intikal işlemlerinin yaptırılabilmesi için "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereğince davanın tespit davası olarak değerlendirilerek, tapu kayıt maliki ile davacıların murisinin aynı kişi olduğu yönünde bir tespit hükmü kurulabileceği de kuşkusuzdur.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; tapu kaydındaki ... ile nüfustaki ...’nın aynı kişi olduğunun tespitine, 249, 256, 257, 606, 607, 608 parsellerdeki...kızı ...’nin...kızı ... olarak düzeltilmesine, 341 parseldeki...kızı ... Kartal’ın ... olarak tespitine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte bozma kapsamı dışına çıkılarak tespit kararı yanında tashih yönünde de hüküm kurulması doğru olmadığı gibi mirasbırakanın dava konusu 256, 257, 606, 607 ve 608 parsellerde “... kızı ...”, 249 parselde “... ...”, 341 parselde “... kızı ... Kartal” olarak kaydedildiği gözetilmeden "Tapu kaydındaki ... ile nüfustaki ..."nın aynı kişi olduğunun tespitine" ifadesine yer verilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılamayı gerekli kılmadığından hükmün 1. fıkrasındaki "... Tapu kaydındaki ... ile nüfustaki ..."nın aynı kişi olduğunun tespitine, Dava konusu edilen ... ili ... ilçesi ...mahallesi 249-608-607-606-257-256 sayılı parsellerdeki...kızı ..."nin...kızı ... olarak düzeltilmesine, ... ili ... ilçesi ...Mahallesi 341 parsel sayılı taşınmaz paydaşı...kızı ... Kartal"ın...kızı ... olarak tespitine" ibarelerinin tamamen çıkarılarak yerine " ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 249 parsel sayılı taşınmaz paydaşı ... ..., ... ili ... ilçesi ...Mahallesi 256, 257, 606, 607 ve 608 parsel sayılı taşınmazlar paydaşı...kızı ..., ... ili ... ilçesi ...Mahallesi 341 parsel sayılı taşınmaz paydaşı...kızı ...ile ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/886 Esas 2008/858 Karar sayılı veraset ilamındaki davacıların mirasbırakanı...kızı ..."nın aynı kişi olduğunun tespitine” cümlesinin yazılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K."nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.