Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3736
Karar No: 2015/15158
Karar Tarihi: 15.09.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/3736 Esas 2015/15158 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/3736 E.  ,  2015/15158 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İş Mahkemesi

    Dava, ... sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    5754 sayılı Kanun ile 3201 sayılı Kanunun 5.maddesine 4.fıkra hükmü olarak eklenen ek fıkra ile de; “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa, borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” hükmü getirilmiştir.
    Anılan 5754 sayılı Yasa ile, 3201 sayılı Yasada yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlenmesinde, eski 3.maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece; Türkiye’de sigortalılıkları varsa, borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Yasanın bu açık hükmü karşısında, artık borçlanılan sürelerin, mülga diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında bir sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi imkanı ortadan kalkmıştır. Yani, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Yasaya dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Yasanın 4/I-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi yasal bir zorunluluk haline gelmiştir.
    Somut olayda; davacının, 02.11.1990-11.08.1990 döneminde 3160 gün, 05.06.2008-05.08.2008 dönemindeki 61 gün, 22.08.2008-12.04.2009 döneminde 231 gün ve 14.04.2009-23.03.2011 döneminde 700 gün olmak üzere toplam 4152 günlük süreyi 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında borçlandığı anlaşılmaktadır. 12.11.2012-19.11.2012 tarihleri arasında 8 gün 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılık bildirimi bulunan davacının, 24.03.2011-19.12.2012 döneminde 626 gün, 20.12.2012-25.06.2013 döneminde 186 gün ve 26.06.2013-10.04.2014 döneminde 285 günlük süreleri ise, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında borçlandığı, 01.11.1992 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak tespiti istemi ile eldeki davanın açıldığı ve istem gibi kabul kararı verildiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında; Mahkemece, ... sigortasına giriş tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, davacının yurtdışı borçlanmasının hangi sigortalılık kapsamında olduğunun belirlenmesi ve dolayısıyla sigortalılık başlangıcının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ya da 4/1-b maddesi kapsamında kabul edilip edilmeyeceği yönünden irdeleme yapılarak, borçlanmalar ve borçlanma dönemine ilişkin talepler de gözetilmek suretiyle, (borçlanma talepleri ile ödemelere ilişkin davalı Kurumda bulunan ancak dosya muhteviyatında yer almayan tüm belgelerin okunaklı örnekleri de getirtilerek) sonucuna göre kabul edilen ... sigortasına giriş tarihinin, Türkiye’de 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ya da 4/1-b maddesi kapsamında sigortalılığa giriş niteliğinde olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,15.09.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi